20 Eylül 2015 Pazar

Anayasa Hukuku Ders Notları

1. Anayasa Hukuku Nedir?
Anayasa hukuku devletin şeklini ,yapısını , organlarının görev ve yetkilerini bunların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenleyen kuralların tümüdür.
Anayasa hukuku bir iç kamu hukuku olarak devletin temel kuruluşunu , işleyişini , iktidarın el değiştirmesini ve iktidar karşısında bireylerin özgürlüklerinin inceleyen bir disiplindir.
2.ANAYASA ÇEŞİTLERİ
2.1 Geleneksel Anayasa: Sosyal adaleti düzenlemek için devletin müdahalesi olmadan uyulması zorunlu lan sosyal düzen kurallarıdır. Örf ve adetler önemli kaynaklardır.
    ANAYASAL TEAMÜL: Yazılı anayasanın düzenlediği konularda vurgulama ile ortaya çıkan kural .
2.2Yazılı Anayasa: Demokrasi ve hukuka bağlı devlet fikri geliştikçe devlet ve fertlerin açık ve kesin hukuk kurallarıyla bağlanması ihtiyacı anayasa ile sağlanmıştır.
2.2.1 Tarih ve Siyasi Köklerine Göre Yazılı Anayasa:
2.2.1.1Monarşik Yazılı Anayasa: Egemenliğin asli ve tek sahibinin hükümdar olduğu anayasalardır.
2.2.1.1.1Ferman: Ferman mahiyetindeki anayasalar hukuken kaynağını hükümdarın iradesinden alan anayasalardır. Hükümdar bu anayasa ile kendine sınır koymaktadır.
2.2.1.1.2Misak: Bir hükümdarın ürünü olan anayasadır ama dışarıdan gelen bir etki ile bağlanmaktadır.
2.2.1.2 Demokratik Yazılı Anayasa: Egemenliğin tek sahibinin halk veya millet olduğu esasına dayanan anayasalardır.
2.2.1.2.1 Organik ve Şekli Niteliklerine Göre Yazılı Anayasalar
2.2.1.2.1.1Yumuşak Yazılı Anayasalar: Adi kanunlardan üstün olmalarına rağmen adi kanun gibi yapılabilen veya bir adi kanunla değiştirilebilen anayasalardır.
2.2.1.2.1.2 Sert Yazılı Anayasalar; Adi kanunlardan farklı usul ve merasim uygulanarak yapılabilen anayasalardır.
Sert anayasanın sertliğine ilişkin düzenlemeler.
  1. Değiştirilmesi için uzun süre gerekmektedir.
  2. Bazı maddeleri değiştirilemez. , 2 ve 3. maddeler değiştirilemez.
  3. Anayasanın yürürlüğe girmesi bazı durumlarda halk oyuna bağlı olabilir.
  4. Anayasa değiştirme yetkisi genelde meclise verilir.
  5. Belirli bir çoğunluk olması gerekir.
3.ANAYASA YAPILMASI:
KURUCU İKTİDAR: Anayasayı yapan iktidardır.
Egemenlik tek bir kişide ise anayasa egemen kişiye göre olur. Demokratik değildir. Demokratik ülkelerde anayasa yapan KURUCU MECLİSTİR. Kurucu iktidar devletin siyasi yapısını oluşturan , yasama yürütme yargı organlarını, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan organdır. Devlete hukuki nitelik kazandıran kurucu iktidardır.
Kurulu iktidar: Kurucu meclis anayasayı yaptıktan sonra o anayasaya bağlı kalarak anayasa da değişiklik yapan meclistir.
4.Anayasanın Değiştirilmesi
  1. Asli Kurucu İktidar (meşru ihtilallerden doğan)
  2. Tali Değiştirici İktidar: Anayasadaki temel sistemi bozmadan anayasayı değiştirebilen iktidardır. Örneğin 1 2 3 . maddeler hariç diğer maddelerde anayasaya bağlı kalarak değişme yapabilir.
5.Devlet:
Egemenlik yetkisinin özellikleri:
  • Toplum adına kullanılan bir yetkidir.
  • Yasama yürütme yargı olarak ülke içinde kullanılan bir yetkidir.
6.İktidar
6.1Sosyal İktidar : Vakıflar dernekler. Bu iktidarın sınırları yasama organını belirlediği sınırlar içersinde olur.
6.2Siyasi İktidar :
Devletin Kişiliği: Tüzel kişiliği ile devlet hukuki ilişkilere girer.
7.DEVLET ŞEKİLLERİ
7.1 Egemenliğin Kaynağı Bakımından Devlet Şekilleri
7.1.1Monarşik Devlet: Egemenliğin sahibi tek bir kişidir.
7.1.1.1Hükümdarın Tahta Geçiş Tarzına göre monarşik Devlet
7.1.1.1.1Seçimli Monarşi: Hükümdar saltanat hakkını seçimle kazanır. Cumhuriyetten farkı hükümdar seçimle geldiği halde seçenin bir temsilcisi değildir.
7.1.1.1.2 Irsi Monarşi: (Hanedanlık Sistemi) Veraset sistemi ile hükümdarlık geçer.
7.1.1.2 Saltanat Makamının Sınırlarına Göre Monarşik Devlet
7.1.1.2.1Mutlak Monarşi: Hükümdarın saltanat hakkının kanuni bir sınırlamaya tutulmadığı monarşidir.
7.1.1.2.2Meşru Monarşi: Monartın yetkilerini sınırlayan hukuki bir belge vardır.
7.1.2 Cumhuriyet Devleti
7.1.2.1Aristokrasi: Yaş , cinsiyet soyluluk gibi belli bir meslek gurubu yürütme yetkisini kullandığı cumhuriyet devletidir.
7.1.2.2Demokrasi: Seçime dayalı temsil yetkisine sahip bir gurubun temsil yetkisini kullanmasıdır.
7.2 Egemenliğin Yapısı Bakımından Devlet Şekilleri
7.2.1Basit Devlet (Tekli Uniter Devlet): Ülke içinde bir hukuk ve kanun birliği vardır.Tek tip yasama yürütme organı vardır.
7.2.1.1Merkezci Yönetimci Devlet:Egemenliğin bir başka düzeyde paylaşılmadığı, tek bir merkezi kurumda toplandığı devletlerdir.
7.2.1.2Yerinden Yönetimli Devletler: Egemenliğin merkezde olması yanında yönetim kuruluşlarının sistem içersinde güçlü olduğu devletlerdir.
7.2.1.3Çok Uluslu Çok Bölgeli Devletler: Yönetimin bir yerden gerçekleştirildiği bazı bölgelere ya da yapılara özerklik tanındığını gördüğümüz devletlerdir.
7.2.2 Karma Devlet :
7.2.2.1Devlet Birlikleri: 2 ayrı devletin birleşmesi ile oluşur.
7.2.2.1.1Kişisel Birlik: kaç devletin tek bir kralın yönetimine girmesidir. Bu devletler iç işlerinde bağımsızdırlar.
7.2.2.1.2Gerçek Birlik:
7.2.2.2Devlet Toplulukları
7.2.2.2.1Konfederasyon: 11 den fazla devletin oluşturduğu bir birliktir. Bu devletler istediklerinde ayrılabilirler. Ortaklaşa oluşturulan bir yapı görülür. (Diet meclisi) bu meclisin aldığı kararlar o devleti bağlar.
7.2.2.2.2Federasyon: Eyaletlerin ya da devletçiklerin federal anayasa çerçevesinde bir araya gelerek üst yapı oluşturmasıdır. Her federal devletçiğin kendi düzeyinde yasama yürütme ve yargı oluşturduğu devletlerdir. Nüfuz sayısına göre ve ya standart şekilde bütün eyaletler temsil edilir. Yasama yürütme ve yargı devletçikler arasında bölüşülmüştür. Federal devlet uluslar arası ilişkiler bakımından tek bir devlettir.
8. DEVLET:
İnsanlar arası ilişkileri düzenleyen . Bu ilişkilerin normlara uygun olarak yürümesini sağlayan , kamusal hizmetleri üreten, anlaşmazlıkları çözen ve en üst egemen meşru gücü temsil eden hukuksal kişiliktir.

9.DEMOKRASİ
9.1Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre yönetim biçimleri:
9.1.1Parlamenter Sistem: Yasa ve yürütme arasında dengeli işbirliğine dayalı bir düzenek vardır. 2 kurum da gelişmiştir. Yasama organı hükümeti (yürütmeyi) güvenoyu ile düşürme, hükümetin de yasama organını fesih hakkı vardır. Cumhurbaşkanı en fazla oy alan partinin başkanını başbakan olarak atar. Başbakan başkanları belirler. Cumhurbaşkanı onaylar.2 türlü yürütme vardır. Sorumsuz kanat:Devlet veya cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğu yoktur. Yetkileri semboliktir. Sorumlu kanat: Hükümet sorumlu kanattır. Göreve gelebilmek için güvenoyu alır. Yumuşak kuvvet ayrılıkları ile ortaya çıkar .1 parlamento ve buna karşı sorumlu bir hükümet vardır. Parlamento seçimle başa gelir . Her parlamentosu olan sistem parlamenter sistem değildir.
 9.1.2Başkanlık Sistemi Başkan devlet başkanı ve yürütme başkanıdır. Halk başkanı seçer yürütme tamamen ona bağlıdır. Bakanları başkan atar. Başkan ve hükümetin kongreye karşı sorumluluğu yoktur. Kongre üyesi değildir başkan. Bunun yerine denetim ve denge mekanizmaları vardır. Karşılıklı fesih yetkisi yoktur. Başkanın üst düzey atamalarını,uluslar arası antlaşmaları kongrenin onaylama yetkisi vardır. Yasamayı kongre yapar. Kongre temsilciler meclisi (eyaletler nüfuslarına göre temsil edilirler) ve senato (eyaletler standart 2 kişi ile temsil edilirler) ‘dan oluşur.
 9.1.3Yarı Başkanlık Sistemi: Yasama ve yürütme organı meclistir. İsviçre de görülmektedir. 1921 yılında meclis hükümeti sistemi Türkiye’de uygulanmıştır.
  • Yürütme yasama yetkisi meclisindir.
  • Meclis başkanı ve devlet başkanı aynı kişidir.
  • Yasama organı kendi içersinde bakanları ve hükümeti oluşturur. Tek tek bakanların meclise karşı sorumluluğu vardır.
9.1.4Meclis hükümeti Sistemi: Devlet başkanını doğrudan halk seçer. Başkan geniş yetkilerle donatılmıştır. Hükümet meclise karşı sorumludur. Kriz zamanında devlet başkanı halk oyuna (yasama organı gibi) yasa sunabilir. Önemli konular halkın oyuna sunulabilinir. Meclis fesih edile bilinir.

9.2Demokrasinin Temel Değerleri:
  1. Rasyonel bir sistemdir. İnsanoğlunun bulduğu en iyi yönetim biçimidir. Meşruluğunı insanlığın koyduğu rasyonel ilkelerden alır.
  2. Özgürlük ve eşitliği içerir.
  3. Siyasal çoğulculuk, her türlü düşüncenin serbest aktarımı gibi öğeleri içerir. Toplumsal çoğunluğun iyiyi kötüyü kendi görmesi için farklı düşüncelerin varlığı demokratik yaşamın vazgeçilmez kurallarındandır.
  4. Temsil ilkesi: Kamu işlerinin yürütülmesinde meclisin yetkisini toplumdan almasıdır. Temsilciler aracılığı ile demokrasinin yürüdüğü görülür.
  5. Seçim ilkesi aracılığı ile temsilciler belirlenir.
  6. Çoğunluğun yönetme hakkı: Seçimle birlikte çoğunluğun seçtiği kişilerin yönetmesi. Azınlığın çoğunluk haline gelebilme hakkı vardır. Muhalefet etme hakkı vardır. Demokratik sistem muhalefet hakkını en geniş şekilde koruyan sistemdir.
  7. Temel hak ve özgürlüklerin korunması, eşit şekilde dağıtılması
  8. Yasa önünde eşitlik ilkesi , bireylerin hukuk kurallarına eşit statüde bağımlı olması.

10.SİYASİ KATILIMA ve SİYASİ ÇOĞULCULUĞA GÖRE REJİMLER
10.1Anayasa Demokrasisi:
10.2Totaliter Rejimler: Resmi bir ideoloji, tek bir adam, gizli polis terörü, kitle iletişin vasıtaları üzerinde parti denetim tekeli, silahlı kuvvetlerin kontrolü, ekonomini tek bir merkezden yönetimi temel gözlenen özelliklerdir.
10.2.1FAŞİSM:Her türlü otoriteye, şiddete bağlı yönetim biçimi. Krize düşen ülkelerde burjuvazinin yükselen sınıflar (örneğin işçi sınıfı) karşısında kendi gücünü, toplumsal üstünlüğünü koruyabilmek için oluşturduğu siyasal değerlerdir.
  • Demokratik ilkelerden vazgeçip baskı ve otorite dönemine geçilmesine faşizm denir. Bu sistem 1. dünya savaşı sonrası oluşan krizle oraya çıkar.
10.2.2Komünizm:

11.HÜKÜMET : Siyasi otorite kullanan bütün devlet organlarına denir. Siyasi iktidarı elinde tutan kurumdur.
12.YAPILARINA GÖRE YÜRÜTME BİÇİMLERİ
12.1Geleneksel Yürütme
12.1.1Tek Yapılı Geleneksel Yürütme: Hükümete tek bir kişinin sahip olduğu sistemlerdir.
12.1.1.1Totaliter Rejimler: Yürütme bir diktatör tarafından kullanılır.
12.1.1.2Monarşik Rejimler: Yürütme bir monartın elindedir.
12.1.1.3Başkanlık Sistemi: Sert kuvvetler ayrılığı ilkesi geçerlidir. Yürütme yetkisinin bir cumhurbaşkanınca kullanılmasıdır.
12.1.2 Grup (kollejyol ) Geleneksel Yönetme: Yürütmenin birçok kişi ya da bir kurul halinde oluştuğu bir yürütme biçimidir.
12.1.3İkili Geleneksel Yönetme: Yönetmenin 2 başlı yapıldığı sistemdir. Sorumlu ve sorumsuz kanat vardır.Bir kişi ile bir kurulun işbirliği halinde faaliyet gösterdikleri yürütme şeklidir.
12.2Aktüel Yürütme:
12.2.1Kişisel İktidar: Devlet iktidarının 1 kişide toplanması ile olur. Tüm yetkilerin bir kişide toplanmasıdır. Gasp veya zorbalıkla olabilir diktatörlükle eş anlamlıdır.
12.2.2Kişiselleşmiş İktidar: Demokratik Anayasal düzen içersinde hükümet faaliyetlerinin giderek bireyselleşmesi.
Sebepleri
  • Bunalımlar
  • Krizler
  • Kitle iletişim araçlarının etkinliği
Lider arayışı olmasına neden olur.
13.  Yürütmenin işlevleri
13.1 Yürütmenin Geleneksel İşlevleri
13.2 Yürütmenin Güncel (aktüel ) işlevleri
YÜRÜTMENİN İŞLEVLERİ
Geleneksel İşlevleri
Güncel (Aktüel) İşlevleri
  • Kanunların uygulanması : Yasama organıKanun tasarılarını yapar:  
bir kanunu yaptıktan sonra son olarak yürütmeyi hangi organın yapacağını belirler.(sağlık bakan lığı,orman bakanlığı) 
  • Cumhurbaşkanının yasalara uygun olarak 
Denetleme yetkisi vardır. 
  • Yürütme kendi içersinde yer alacak bakanları
seçer, kamu yönetiminin örgütsel inşasını da
yapar.
  • Yürütme bir öngörü organıdır. Geleceğe dair kalkınma planları hazırlar.
  • Yürütme atılım organıdır. Kanunların ve parlemento direktiflerini pasif olarak uygulayan değil aktif bir organ olmuştur.
  • Karar organıdır. Bütçeyi hazırlaması örnek olarak verilebilir.
  • Düzenleyici işlem yapması da aktüel işlevlerindendir.
  • KHK (kanun hükmünde kararname) çıkarabilmesi aktüel hale gelmiş olduğunu ıspatlar.

14.SİYASİ PARTİLER
Siyasi partiler aracılığı ile Demokrasinin kurumsallaşması başlamıştır. PartiÜyelerin düşünce ve menfaatlerini gerçekleştirmek için iktidarı kısmen ya da tamamen elde etmek amacı ile siyasi hayata katılan teşkilatlanmış guruptur.
PartiMerkezi ve yerel düzeyde kurulmuş örgütlenmiş, siyasi iktidarı elde etmeyi ve kullanmayı amaçlayan ve bunun için de halkın desteğini sağlamaya çalışan sürekli bir kuruluştur.
Parti: Bir program etrafında toplanmış siyasal iktidarı elde etmek ya da paylaşmak amacını güden devamlı bir örgüte sahip kuruluştur.
14.1Siyasi Partilerin Tipik Özellikleri
  1. İktidarı kullanma isteği.
  2. Ülke çapında örgütlenmiş olmaları.
  3. Süreklilik arz eden kuruluşlardır.
  4. Seçim yolu ile halkın desteğini elde ederek başa geçerler.
14.2SİYASİ PARTİ TİPOLOJİSİ
14.2.1 Maurice Duvergerin Tasnifi:
14.2.1.1 KADRO PARTİLERİ: Seçim dönemlerinden seçim dönemlerine çalışan, üyelerinin sayısından çok niteliğine önem veren partilerdir. Sistemli üye kayıt defterleri yoktur. Düzenli bir aidat sistemi yoktur. Önemli bağışlarla finans sağlarlar. Hiyerarşi ve merkezciliğin zayıf olduğu partilerdir.
14.2.1.2 KİTLE PARTİLERİ: Bir sosyal sınıfa kümeye dayanır. Siyasal devşirme ve yönetme daha çok sayıda seçmene ulaşmak gibi amaçları vardır. Faaliyetleri seçim dönemi dışı zamanı da kapsar. Finansmanı üye aidatları ile sağlanır. Düzenli kayıt ve aidat defterleri vardır. Merkezci, ideolojik ve hiyerarşik partilerdir.
14.2.2 Sigmund Neuman Tasnifi:
14.2.2.1FERDİ TEMSİL PARTİLERİ: Sınırlı partilerdir. Seçim kampanyalarında ve parlamento çalışmalarında harekete geçerler. Amaçları iktidarı ele geçirmektir. Üyelerin sosyal yaşantıları merkez tarafından kontrol edilmediği görülür. Kadro partileri gibi ilk aşama ürünü partileridir. 
14.2.2.2SOSYAL BÜTÜNLEŞME PARTİLERİ20. yy sonrası sosyak ve siyasi buhranların ve siyasal katılımın artması sonucu oluşan partilerdir.
14.2.2.2.1Topyekün Bütünleşme Partileri: Faaliyetlerini sadece devlet yönetimine ve seçimlere yoğunlaşmazlar. Seçmenlerini sosyal yaşamlarını da etkilemeye çalışırlar. Üyelerine serbest düşünce hakkı tanımayan ideolojik katı ve sert partilerdir. Komünist, faşist partiler örneklerini oluşturur.
14.2.2.2.2Demokratik Bütünleşme Partileri: Ferdi partilerle topyekün partiler arasında yer alır. Seçim kazanmak aynı zamanda bir sosyal sınıfın, dini cemaatin kendilerince kutsal değerlerini siyasi planda da gerçekleştirmeyi amaçlayan partilerdir. Üyelerinin sosyal yardımlarına belli ölçülerde müdahale eden partilerdir. Ayırıcı özelliği manevi değerler dünyası ile pratik siyasi alan arasında fark göstermeleridir.
14.3SİYASİ PARTİ İŞLEVLERİ
  1. Menfaatlerin birleştirilmesi: Birbirleri ile çelişen sosyal taraflar tarafından açıklanan menfaatlerin birleştirilmesidir.
  2. Aracılık İşlevi: Sosyalle (halk) iktidar arasında taşıyıcılığı partilerin yaptığı görülmektedir. Toplum taleplerini partiler aracılığın ile duyurmaktadır.
  3. Siyasi devşirme işlevi: İktidarın hangi kadrolarla çalışacağını belirlemesi işlevidir.
  4. Siyasi sosyalleşme: Partiler; siyasi sosyalleşmeye katkı sağlayan, kitleleri eğiten, yeni tutumlar kazandıran bir özelliğe sahiptir.
  5. Yönetme ve hükmetme işlevi: İktidara geldiklerinde parlamentoya karşı sorumlu olarak yürütme gibi asli fonksiyonlarını yerine getirirler.
  6. Eleştirme işlevi: Bir sonraki seçimleri kazanmak için siyasi iktidarı denetlemektedir.
15.SİYASİ PARTİ SİSTEMLERİ
15.1Tek Parti Sitemi: Temelde tek parti ile birden fazla parti ayrımına dayanmaktadır.
15.1.1Tek Parti: Gerçekte tek parti varsa (tipik örneğini diktatörlükler oluşturur).
15.1.2Birden Fazla parti:
15.2Çift Parti Sistemi: Birden çok parti yer almaktadır. Sistemin işleyişi 2 büyük partiye dayanır. Küçük partilerin pazarlık gücü yoktur. Karakteristik özelliği bir partinin diğer partilere ihtiyacı olmadan iktidara geçebilme özelliğidir . Bu özellik ortadan kalktıkça saflık bozulur. Saf iki parti ve saf olmayan iki parti sistemi olarak ikiye ayrılır.
Saflığın Özellikleri
  • Sistemdeki iki parti mutlak çoğunluk için yarışırlar.
  • İki partiden biri yarışma neticesinde parlamento çoğunluğunu kazanır. Sistemde radikal değişiklik amaçlamadığını sadece yönetmeye yönelik hedeflerinin olduğunu görürüz.
  • Rejimin temel meseleleri üzerinde 2 partinin uzlaşmış olması gerekir.
  • Bu partilerin katı politikalardan uzaklaştığı daha ılımlı politikalar izlediği görülür.
15.3Çok Parti Sistemi: İktidar dengesini etkileyen 2 den fazla parti vardır.
15.3.1 Ilımlı Çok Parti Sistemi:
  • Eğilim genellikle sağ ve sol bloklardan oluşur. hükümetin değişmesi blokların değişmesi ile olur.
  • Parti blokları arasındaki rejim temel felsefedir.
  • rejim mücadelerinde partilerin ılımlı gerçekçi olmaya çalıştıkları görülür.
  • Aşırı derecede kutuplaşmış partiler arasında ideolojik mesafe büyük değildir.
15.3.2Aşırı Çok Partiler:
  • Yelpazenin ucunda yer alan partilere yer verilir.
  • Partiler arasında görüş farklılıkları esastır.
  • İktidarın yoğun biçimde merkezi koalisyonlarca oluşturulduğu görülür.
  • Aşırı partilerin sürekli muhalefette kaldığın görülür.
  • Demokrasi kurumu ve kısa vadeli çalışmaların olduğu buna karşın uzun vadeli çalışmaların olmadığı siyasi iktidarsızlığın aşırı partileri güçlendirdiğini görürüz.
Kamu bütçesinden partilere yardım sağlanır. Oy oranına göre mali kaynak sağlanır. Ticaretle uğraşmaları ve uluslar arası kuruluşlardan yardım alınmasının yasal olmadığı kuruluşlardır. Anayasa mahkemesi denetleme görevini yapar.
15.4 SARTORİ'NİN TEK PARTİ SİSTEMİ
15.4.1Hakim Parti Sistemi: Siyasi siStem içersinde birden çok parti vardır. Çoğulcu (PLURALIST) bir yapı vardır. Ve bu partiler hep yarışır ama hep aynı partinin başta olduğu görülür.
Dürüst ve eşit seçimlerin sonucunda hakim partinin seçmen kitlesinin çoğunluğunca desteklenmesi nedeni ile parlamentoda uzun süre kalması ve desteklenmesidir.
15.4.2Hegemonyacı Tek Parti Sistemi: Eşit şartlar içersinde bir iktidar mücadelesine rastlanmaz. Yapıları çoğulcu sistemden farklıdır. 2. bir partinin olduğu bir yapı vardır. Diğer partilerin fazla bir önemi yoktur. Esas partini yanında onun suni kuruluşu partiler vardır. Bu yapı tepkilerin yer altına kaymasını önlemek üzere kurulmuştur.
15.4.3 Gerçek Tek Parti Sistemi: 1 den çok parti hukuken ve fiilen yoktur.
15.4.3.1Totaliter Tek Parti Sistemi: İdeolojinin çok yoğun olduğunu, sistemli bir dünya görüşü olduğunu ve toplumu bu görüşe uydurmaya çalıştığını söyleyebiliriz. Ekonomik ve sosyal yapıyı kontrol altına almak isteyen bir ideolojinin olduğunu ve devletle partinin bütünleştiği görülür.
15.4.3.2Pragmatik Tek Parti Sistemi: Daha yumuşak ılımlı bir ideoloji esastır. Partinin kitleye ulaşma yeteneği (mobilizasyon) zayıf olduğu ideolojik bütünlüğün zayıf olduğu sistemdir.
15.4.3.3Otoriter Tek Parti Sistemi: 2 sistemin ortasındadır. Bölücü olmaktan çok siyasi faaliyetleri dışlayan yapıdadır. Mobilizasyon yeteneği sınırlıdır. Sosyal alt gurupların etkinliklerine izin verilir.
16.İnsan Haklarının Felsefi Gelişimi
16.1 Temel Hak ve Özgürlükler: Pozitif hukuk tarafından güvence altına alınan. yasama yürütme organlarının isteği ile ortadan kaldırılamayan haklardır.
16.2 17. yy Tabi Hukuk Doktrini (doğal hukuk yaklaşımı) : Bu kişi hakları düşüncesi stoisyenler tarafından dile getirilmiştir. Ve kişi hakları düşüncesi devlet kanunlarının üzerinde bir kanun olduğu ve bütün insanların bu kanuna akıl yolu ile ulaşabileceğinin mümkün olduğu söylenmiştir. Sosyal mukavele ile otorite ortaya çıkar. Tabi hukuk doktrini doğal yaşamdan sosyal yaşama geçerken otoritenin kişilere ait hakları engellemesine karşı çıkar.    

16.3 18. yy Felsefi Doktrini (bireyci hak yaklaşımı): Bireyin mutluluğu esastır. Devletin amacı bireyin haklarını korumaktır. kişi ile devlet arasında başka bir sosyal gruba yer vermediğini, mülkiyet hakkının kutsal bir biçimde değerlendirildiğini görmekteyiz. 

16.4 19. yy Sosyal Doktrini ( sosyal hak yaklaşımı): Devlet ekonomik ve sosyal alanda iyileştirmeler yaparak bu hakları (temel hak ve özgürlükler) bireylerin kullanabileceği koşulları sağlamaktadır.  Devlet aktiftir. Devletin aktif olması demek kamu örgütlerinin ortaya çıkarıldığı sonucunu doğurur.

16.5 İnsan Hakları: Bütün insanların hiç bir ayrım gözetilmeden yalnızca insan oluşlarından dolayı sahip oldukları hakların bütününü kapsayan kavramdır.  Ulaşılıcak haklar listesinin idealini tamsil eder.
16.6 Kamu Özgürlükleri: İnsan hajklarının gerçekleşmiş kısmıdır.
17.Temel Hak ve ÖzgürlüklerinTarihi Gelişimi (ulusal planda)
17.1İngiltere: Tabi hukuk doktrininden önce insan hakları uygulamaları görülmüştür. Kralın bazı yetkilerinin sınırlandığı görülmüştür. Kralın kişi haklarına saygı göstermesi gerekmiştir.
17.1.1Magna Carta Belgesi: Halka belli hürriyetleri vermekten çok kralı kısıtlayan bir belgedir. Bu gelişmeler yalnız ingiliz halkını kapsayan bir düzenlemedir. Diğer ülkelere yol gösterici, uyarıcı ilk örnektir. HAk ve özgürlüklerin gelişimi için somut bir adımdır.
Parlementonun izni olmadan vergi konmaması, kanuni sebep olmadan kimsenin hapis deilmemesi, tutuklana kişinin kısa sürede yargı önüne çıkarılması gibi kuralları içerir. (yargıçların bağımsızlığı)
17.2 ABD: Virjinya anayasasınn başına haklar bildirgesi eklenmiştir. Bütün insanşığa beyan edilmiştir.
17.3 Fransa 1789 Fransız İhtilali (1789 Fransıs Bildirgesi) : O dönemde fransızca en yaygın dildir. Bildiri sade ve genel düzenlemeleri içermektedir. Kuvvetler ayrımı, milli egemenlik, temsilciler aracılığı ile yönetim, vicdan, hürriyet gibi kavramlara yer verilmiştir.

18.Temel Hak ve Özgürlüklerin Tarihi Gelişimi ( Uluslararsı Planda)
Dünya savaşı sonrasınaki yıkımlar sonucu toplumlar örgütlenmeye başlamıştır. insan haklarının güvence altına alınması ile uluslararası barışın sağlanabileceği görüşü ile birleşmiş Milletler kurulmuştur.
18.1Birleşmiş Milletler İnsan hakları Bildirgesi
  • Evrensel bir bildiridir.
  • Bütün insanların hiçbir ayrım olmadan yararlanabileceği bir bildiridir.
  • Ekonomik ve sosyal haklara da yer verir.
  • Farklı sosyal rejimlerde kullanılabilir.
  • Denetim mekanizması yoktur yani ülkeler birleşmiş milletler insan hakları bildirgesine uyup uymaadıkları konusunda denetlenmez.
  • Klasik ve sosyal haklara yer verir.
  • Bildirgede genel tanımlar vardır.
18.2Avrupa Konseyi İnsan Hakları Bildirgesi
Hak ve özgürlüklerin avrupa kütürünün ortak bir prçası olduğu ve geliştirilemesi düşünülmüştür. Amaç üyelerin arasında daha sıkı bir birlik kurmaktır. Bu sözleşme üye devletleri bağlayıcıdır. Ve denetim sistemi getirilmiştir. bireysel haklar ayrıntılı bir biçimde düzenlenir.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİAVRUPA KONSEYİ  İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ
  • Farklı siyasal rejimlerde kullanılabilir.
  • Denetim mekanizaması yoktur
  • Devletleri bağlayıcı değildir.
  • Geneldir
  • Klasik ve sosyal haklara yer verir
  • Genel tanımlar vardır
  • Demokratik rejimlerde kullanılır
  • Denetim mekanizması vardır.
  • Üye ülkeleri bağlayıcıdır
  • Bölgeseldir. Avupa birliğine üye ülkeleri kapsar
  • Klasik haklara yer verir
  • Açık tanımlar, sınırları belirleyici bir uslup vardır.

19. TEMEL HAK ve  ÖZGÜRLÜKLERİN DÜZENLENMESİ ve SINIRLANDIRILMASI
19.1 Özgürlüklerin Düzenlenmesi
19.1.1 Önleyici Sistem: Hürriyetlerin sınırlarını aşarak kullanılmasını ya da kötüye kullanılmasını engellemek belli kuralların konması ile olur. İzin alma ya da bildirimde bulunma şartı vardır. Kamu düzenini hak ve özgürlüklerin önüne alındığı görülür
19.1.1.1Yasaklayıcı Önleme: Hürriyetlerin kullanılması için idarenin izni gerekmektedir. Her duruma göre idarenin taktir yetkisi olduğu ve subjektif olduğu söylenir.
19.1.1.2 Düzenleyici Önleme: Önceden belirlenmiş objektif şartlara bağlı bir özgürlük kullanımı vardır. İdarenin denetimi bu önceden belirlenmiş şartlara bağlıdır. Demokratik bir yöntemdir.
19.1.1.3 Basit önleme(Bildirim): Hürriyetin nerde kullanılacağının idareye bildirimi gerekir. İdarenin onayı veya reddi sözkonusu değildir.
19.1.2 Düzeltici Sistem: Sorumluluğunu taşımak üzere hak ve özgürlüklerin kullanılmasına ait yetkinin kişde olması.
19.2 Hürriyetlerin Sınırlandırılması
Toplum düzeni içersinde hürriyetler kullanılabilir. Kamu düzenini, barışı sağlamak, hak ve özgürlüklerin kullanılabilir kılınmasını sağlamak devletin görevlerindendir.
Hürriyetlerin düzenlenmesi ile denge sağlanabilir. Düzenleme sınırlama demek değildir.
Demokratik toplumlarda kamu düzeni ile hak ve özgürlükler arasında denge bulunmalıdır. Bu denge düzenleme ve sınırlama ile sağlanabilir.
Sınırmamayı demokratik düzenlerde kimin gerçekleleştireceğinin   Anayasada  belirtildiği görülür.
19.3George Jellinelge hürriyet Yaklaşımı
19.3.1Negatif Statü Hakları: Negatif statü hakları kişinin hakları ve ödevleridir. Devletin kişiye bağlı hak ve özgürlüklere müdahake etmemesi gerekir.
19.3.2Pozitif statü Hakları: Sosyal hak ve özgürlüklerdir. Devletin hak ve özgürlükleri eşitlemesi gerekir (eşitlik çerçevesi içinde). Düzenleme esas sınırlamalar istinadır.
19.3.3Aktif Statü Hakları: Katılma hakları
20. Osmanlı Dönemi itibari ile Hazırlanmış Anayasalar ve Bildiriler
20.1  Sened-i İttifak (1808)
  • Feodal beylerden biri padişah alehine baş kaldırırsa diğğer feodal beyler padişahla beraber olup ona karşı birleşecek.( Merkezi gücü diğer yerel güçlere kabul ettiriyor ve kuvvetlendiriyor)
  • Devlet kudretli hükümdarın şahsına toplanacak fakat yetkileri kullanmak sadrazama ait olacak. ( Merkezi otoritenin sınırlandırılması söz konusu)
  • Padişahın şahsı mukaddes ve gayri mesul olacak, iktidarın kullanılmasından dolayı bütün mesuliyet sadrazama ait olacak
  • Resmi sıfata haiz ve yetkili memur olmayanlardan hiç kimseye devlet işlerinde emir verilmeyecek
  • Devlet düzenini korunmasında beyler ( yerek yönetim) padişahla yani yani merkezi yönetimle iş birliği yapacaklar.
  • Yoksulların korunması esas olup ayan kendi yönetimindeki yerlerin asayişine ve vergilerin yüksek olmayışına özen gösterecek.
  • Her yeni gelen bu belgeyi onaylayacak. (aktörler değişse de belgenin uygulanacağına dair güvence getrilmiştir)
20.1.1Magnacarta İle Sened-i İttifak'ın kıyaslaması
Sened-i İttifakta merkesi otorite ayanları( yerel otoriteyi) çaırıyor. ingiliz magnacarta'sı feodal beylerin(yerel otoritenin) dayatmasıdır.
Bu belgeyi 2. Mahmut istemeyerek imzalamıştır.
Bu belge osmanlı demokrasileşmesinde ilk belgedir.
Devlet otoritesini kullanmada devleti idare edenlerin hak ve hürriyetlerine sınırlandırılma getirilmiştir.
20.2 Gülhane Hattı Hümayünü (1839)
Mustafa Raşit Paşa'nın uğraşları ile hazırlanmıştır.
  • Osmanlı Devleti'nin şeriat hükümlerine uymadığından geri kaldığı belirtilmiştir.
  • Halka can mal ve namus güvenliği geetirilmektedir.
  • Kanun karşısında vergi ve askerlikte eşitlik
  • Osmanlı Devleti'nin çeşitli toplumları arasındaki ırk din ve dil farklılıklarının ortadan kaldırılması vaad edilmektedir.
  • Suçluların mahkemelerinin yapılarak cezalandırılması
  • Memur hukukunun yeniden düzene sokulması
Padişahın tek taraflı iradesi ile ortaya konan bir ferman niteliğindedir. Padişah kendisini birtakım kurallara şartlara bağlamaktadır.
hukuk devleti olmakonusunda atılan ilk adımdır.
Yürütme ve yasamanın faaliyetlerinin devletin fonksiyonları arasında olduğu açıklanmaktadır.
20.3 Kanun-i Esasiye (1876)
Bu anayasa ile deletin dininin islam ve devletin meşruti monarşi olduğu bildirilmektedir.. Hükümdarın sorumsuz ve mukaddes olduğu, halifelik ünvanına sahip olduğu, osmanlı sülalesinin egemenliğe sahip olduğu, devletin dininin islam olduğu   bu anayasa ile açıklanmıştır.
Osmanlı Devleti bu anayasa ile ilk defa anayasalı devlet haline gelmiştir.
Kanun-i esasiye'e göre devletin organları
Meclis-i Umumi (yasama organı): 2 meclisten oluşan bir yasama organıdır.
Heyet-i Mebusan: Seçim yolu ile kurulan bir meclistir. Sınırlı oy ilkesi esastır. Erkeklerin ve emlak sahibi olanların oy hakkı vardır.
Heyet-i Ayan: Üyeleri padişah tarafından tayin edilir.
20.4 Kanun-i Esasiye (1909)
1909 da yapılan anayasa değişikliği 1876  anayasasını yeni bir anayasa yaparcamışsına değişmeler ile yeni bir düzenleme getirdi.
Yasama organı Meclis-i Umumi iki meclisten oluşan bir meclistir.
Heyet-i  Mebusan: Tam bir millet temsilcisi haline getirildi. Rejimin en kuvvetli organı olmuştur.
Heyet-i Ayan:
bu iki meclis paadişahın iznini almadan kanun değişkliği yapabiliyordu.   mecli_i mebusan artık padişahın tek taraflı iradesi ile kapatılamıyacaktı. hükümet iel meclis arasında anlaşmazlık olursa hükümet meclisin feshini padişahtan isteyecekti. Padişah ayanın görüşünü aldıktan sonra meclisi fesh edebilicekti.
Padişah hükümet başkanını ve üyelerini meclis üyeleri arasından seçicekti. Bakanlar ; meclisi mebusana karşı sorumludur.  Bakanlar kurulundan sadece sadrazam   padişah tarafından seçilecekti. Diğer bakanlar sadrazam tarafından seçilecekti.
  • Padişah isteediği kişiye sürgüne gönderemiyecekti
  • toplantı yapma ve dernek kurma hürriyeti
  • Haberleşme hürriyeti
Bu anayasa değişiklikleri Osmanlı Devleti'nin teokratik yapısnı değiştirememiştir. Parlementer sisteme dayanan meşruti monarşi kurmuştur.
20.5  1921 Anayasası
Osmanlıda bugüne kadar görülen gelişmeler padişahın mutlak iktidarını sınırlamaya yönelikti. Bu girişimlerde halkın iktidarı paylaşması ülke yönetiminde bir ölçüde söz sahibi olması amaçlanıyordu. 1921 anayasası iktidarı doğrudan halka vermiştir. (egemenlik kayıtsız şartsız milletindir)
Yönetim 1921 anayasası ile meşruluğunuve yönetim yetkisini TAnrı2dan ya da kendi gücünden değil halktan alır.
1921 anayasası sınırlı konuları düzenlemiştir. Devletin örgütlenmesine, yasama ve yürütmeye ilişkin temel esasları içeriyordu.  İnsan haklarına ilişkin kurallara yer verilmemiştir.
  • Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir.
  • Yürütme ve yasama yetkisi TBMM since yapılır.
  • Büyük Millet Meclisi iller halkınca seçilmiş üyelerden oluşur.
  • TBMM seçimi iki yılda bir yapılır.
  • Şeriat hükümlerinin uygulanması, kanunların yürürlüğe konması ve anlaşmalar TBMM ne aittir.
20.6  1924 Anayasası
Tek Partili Dönem uygulaması (1924-1945)
Cumhuriyeti kuranlar amaçlarının demokratik bir yönetim olduğunu bildirdiler. Muhakefeti kendi içerlerinden çıkarma metodunu denediler.
Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası
Serbest Fırka
Çok Partili Dönem
Seçimlerin tek dereceli seçim sistemine göre yapılması kabul edildi. Dernek kurma hürriyetinde gelişme sağlandı. Seçimler hakim güvencesine bağlandı.
20.6.1  1924 Anayasası'nın aksayan yönleri
  • Kuvvetler birliği sistemi TBMM nin  iktidat partisi liderlerinin (yürütmenin) eline geçmesine neden olmuştur.  Muhalefet partilerinin siyasi faaliyetleri ve meclis içi çalışmaları keyfi olarak kısıtlanabiliyordu.
  • 1924 Anayasa'sı hürriyetleri düzenlemişti ama bunların güvencesi yoktu.
  • 1924 Anayasası'nda kanunların anayasaya uygunluğunu denetleyeceği bir mekanizma yoktu. 
  • Anayasanın bizzat kendisi de güvence altında değildi. Anayasa meclisteki iktidar partisi çoğunluğunun isteğine bağlı idi.
20.7   1961 Anayasası
1924 Anayasası'nda çözüm bulunamayan hürriyet ve güvencesine 1961 Anayasısı'nda çözüm aranmıştır.
Yine 1924  anayasası Demokrasi uygulamalarına tam olarak cevap vermemiştir. 1961 anayasası ile bu durum düzeltilmeye çalışılmıştır.
20.7.1  1961 Anayasası Kaynakları
  • 1924 Anayasası: Bazı hükümler aynen yeni anayasaya getirilmiştir.
  • İstanbul Bilim Komisyonu tarafından hazırlanan ön tasarı
  • İtalyan(1947) ve Federal Almanya (1949) Anayasaları
  • 1789 fransız insan ve vatandaş hakları beyannamesi
  • Birleşmiş Milletler İnsan Hakları evrensel Demeci
  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
20.7.2  1961 Anayasası'nın Başlangıç prensipleri ( Anayasanın dayandığı temel ilkeler)
  • Anayasa; hukuk dışı davranışları ile meşruluğunu kaybeden bir iktidara direnme hakkına sahip bir milletindir.
  • Milliyetçidir
  • Atatürk devrimlerini temel kabul eder.
  • Devletin öz yapısı ve hedefi bakımından 1)  İnsan Hak ve Hürriyetlerini 2) milli dayanışmayı 3) sosyal adaleti teminat altına alması mümkün kılan bir cumhuriyettir.
  • Anayasa devlet siyasi iktidarını millet egemenliğine dayandırmıştır. Anayasa egemenliği halka değil millete vermiştir.
  • Millet egemenliğini Anayasada koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.   bu suretle egemenliğin kullanulması yetkili organlar arasında paylaştırılmıştır.
  • Egemenliğin kullanbılması hiçbir suretle hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.
20.7.3   1961 Anayasası'nın Eleştirisi
  • Parlementer sistemin Türk Toplumu'nun bünyesine uydurulması için hiç bir hüküm getirilmemiştir. Parlemento güçsüz kurulmuş, yürütme daha da güçsüz kurulmuştur. örneğin cumhurbaşkanı seçimi çıkmaza girdiği zaman hiçbir anayasal çözüm düşünülmemiştir.
  • 1961  Anayasası türk milletinin birlik ve beraberliğini  simgeleyen milli düşünceyi ortaya koymaktan çok teorik olarak ideal bir siyasi ve sosyal teşkilatlanmayı türk toplumuna yerleştirmeyi düşünmüştür.
  • Yasama tam olarak yasama fonksiyonunu yerine getirememiştir.  (istikrarlı ve tam çoğunluk yokluğu yüzünden)
  • Yürütme organı güçlü bir organ değildi
  • Yargı tarafsız olamamıştı
20.8   1982 Anayasası
20.8.1   1982 ve 1931 Anayasalarının  karşılaştırması
  • 1982 Anayasası 1961 Anayasası'na oranla daha kazuistik bir yöntemle hazırlanmıştı: 82 anayasasını bütün maddeleri 61 anayasasının ilgili maddelerine göre daha uzun ve ayrıntılıdır. Her iki anayasa da sadece genel ilkeler ortaya konup, bunların uygulama biçimlerini kanunlara bırakma amacı güder. 1982 anayasasında çerçeve anayasası anlayışının benimsenmeyip birçok muhtemel durumları düzenlemek isteyen kazuistik bir yönteme yer verildiği görülür.
  • 1982 Anayasası 1961 Anayasası'ndan daha katı bir niteliktedir:  Değiştirilmesi normal kanunlardan dah güç şartlara bağlanmış olan anayasalara Katı Anayasa denir. 1982 Anayasası'nda değiştirilmesi teklif edilmeyecek hükümlerin kapsamı genişletilmiştir. Anayasa değişikliği sürecine (1961 Anayasasın'nda olmayan) onay safhası eklenmiştir. Cumhurbaşkanına onaylamadığı anayasa değişikliğini halk oyuna sunma yetkisi verilmiştir.
  • 1982 Anayasası bir geçiş dönemi ön görmüştür.
  • 1982 Anayasası otorite-Hürriyet dengesinde otoritenin ağırlığını arttırmıştır: 1961 anayasası otorite-hürriyet dengesini otorite aleyhine bozmuş ve devleti güçsüz kılmıştı. 82 anayasası ile birlikte hükümetin 61 anayasası yüzünden birçok noktalarda elinin  kolunun bağlanması engellenmiştir.
  • 1982 Anayasası devlet yapısı içersinde yürütme organını güçlendirmiştir.
  • 1982 Anayasası siyasal karar alma mekanizmalarındaki tıkanıklıkları giderici hükümler getirmiştir: 1982 anayasası ile siyasi bunalımları azaltma amacı güdülmüştür. cumhurbaşkanına anayasada belirtilen durumlarda TBMM seçimlerini yenileme yetkisi verilmiştir.
  • 1982 Anaysası 1961 Anayasası'na  oranla daha az katılımlı bir demokrasi modelindedir: Türkiye'de demokrasi anlayışları siyasi katılma ve çoğulculuk, devlet iktidarının sınırlandırılması konularında farklılık gösterir.
1) Siyasi Katılma  ve çoğulculuk: Halkın esas rolü  belli aralıkta kendisini yönetecek olanları seçmekten ibarettir. Devlet seçilmiş organların eliyle yönetilmelidir. Halk veya çeşitli gruplar bu aşamada siyasi kararları etkilemeye çalışmamalıdır.
2) Halkın siyasete (seçimlerde oy vermek dışında) aktif ve sürekli katılması
1982 anayasası tam olarak yukarıda açıklanan 1. anlayışa dönmüş olmamkla beraber 61 anayasasına göre daha za katılımcıdır.
Siyasi amçlı grev, lokavt, işyeri işgali, iş yavaşlatma yapılamaz. Dernekler siyasi amaç güsemez.

Medeni Hukuk Ders Notları

Ders Notu 1: Medeni Hukuka Giriş
1. Hukuk Nedir: Hukuk toplum düzenini sağlamaya yöneliktir. Arkasında devletin yaptırım gücü vardır. Hukuk toplum düzenini sağlayan ve uyulması yaptırıma bağlanmış kuralların tümüdür.
2. Değişik Hukuk Kavramları:
2.1 Yürürlükteki Hukuk (Pozitif Hukuk, Müebbet Hukuk): 
Bir ülkede uygulanan hukuktur. Yürürlükte kalkmış hukuka Tarihi Hukuk denir.2.2 Mevzu Hukuk (Mevzuat Hukuku) : Yürürlükteki hukukun yazılı olan bölümüdür. Yazısız bölümüne töre hukuku denir.
2.3 Doğa Hukuku (Tabi Hukuk): Olması gereken hukuktur. Belli bir dönemde belli bir milletin ihtiyacını en iyi gören hukuktur.
3. Medeni Hukuk: Özel hukukun temeli sayılan ve düzenlediği ilişkiler bakımından en kapsamlı olan Özel Hukuk dalıdır.
4.Hukuk Kurallarının Nitelikleri: (Her Hukuk Kuralının 4 özelliği vardır.)
  1. Hukuk kuralları iki taraflıdır. Yani hukuk en azından 2 kişiyi kapsar. Hukuk kuralları 2 kişiyi karşı karşıya getirir.
  2. Hukuk kuralları geneldir. Bir hukuk kuralı varsa bu herkesi ilgilendirir. 1 kişi ile ilgili hukuk kuralı yoktur. İstisnai birkaç durum vardır. Aşık Veysel'e maaş bağlanmıştır. Atatürk mareşal ilan edilmiştir.
  3. Hukuk kuralları soyuttur. Önceden bilinmeyen ilerde olabilecek olaylara uygulanır. Yani önce kural konulur. Sonradan anlaşmazlık çıkarsa uygulanır. soyut olmasının sebebi ileride kim tarafından kullanılacağının bilinememesindendir.
  4. Hukuk kuralları yaptırıma bağlıdır. Yaptırım devletin uyguladığı zorlayıcı güçtür.
5.Hukukun Bölüm ve Dalları
5.1 Kamu Hukuku: 
Taraflardan biri egemendir. Devletin ilişkilerinde görülür.5.1.1Anayasa Hukuku: Anayasal bir uyuşmazlık olduğunda geçerli olan hukuk dalıdır. Yasaların anayasaya uygun olmaması durumunda geçerlidir. Anayasa mahkemesi duruma el koyar.
5.1.2Ceza Hukuku: Devletin vatandaşları ile olan sorunlarını inceler. Sadece suç işlendiğinde vardır.
5.1.3Ceza Usul Hukuku: Ceza yargılaması sırasında uygulanacak olan kuralları inceler. Kişinin öz alına alınması ile başlar.
5.1.4Devletler Genel Hukuku: 2 devletin arasındaki ilişkiyi inceler.
5.2Özel Hukuk: Taraflar eşit şartlarda ise aralarında altlık üstlük ilişkisi yoksa biri diğerine emredemiyorsa özel hukuk geçerlidir.
Alım satım sözleşmesi : Devlet ihale usulü ile iş yapıyorsa satıcı ile aynı şartlardadır.
5.2.1Medeni hukuk.
5.2.1.1 Kişiler Hukuku: Kişilik haklarını ele alır. Kişinin yerleşim yeri akrabalık ilişkilerine bakar.
5.2.1.2 Aile Hukuku: Evlenme boşanma evlat edinme gibi konulara bakar.
5.2.1.3 Eşya Hukuku: Kişinin eşya üzerindeki egemenlik ve tasarruflarının çeşitlerinin ve bunların kapsam ve sonuçlarını inceler.
5.2.1.4 Borçlar Hukuku: Alacak verecek işlerine bakar.
5.2.1.5 Miras Hukuku: Ölümden sonra ailenin mal varlığının nasıl paylaştırılacağını belirler.
5.3 Karma Hukuk:
Hem devlet üstündür. Hem de eşit şartlılık vardır.
5.3.1 İş Hukuku: İş ve işçileri düzenler. İŞ ve işçiler aynı şartlardadır. Ayrıca bunların devletle lan durumlarını inceler. Devlet üstündür.
5.3.2 İflas Hukuku: Tam olarak karma hukuka girmez. Devletin yoğun biçimde gücünü kullanması söz konusudur.
6.Hukuk kuralları ile görgü kuralları arasındaki farklar:
  • Görgü kuralları her toplumda oluşmuş ve uyulması istenen kurallardır.
  • Görgü kurallarının yaptırımı yoktur. Ama hukuk kurallarının yaptırım gücü vardır.
  • Görgü kuralları yazısızdır. Hukuk kuralları yazılıdır.
  • Görgü kuralları kişinin kendisi ile ilgilidir.
7.Hukuk kuralları ile ahlak kuralları arasındaki ilişkiler:
  • Ahlak kişinin yazılı olmayan görevleridir. Ahlakta başkasına karşı olan ödev ve görevlerimiz esastır.
  • Hukuk kurallarının temelinde genellikle ahlaki düşünce yatar.
  • Ahlak kuralları yazılı değildir. Yaptırımı yoktur.
  • Ahlak kuralları genellikle manevi değerlerle ilgilidir. Hukuk kuralları arsa, para gibi manevi olmayan başka değerlerle de ilgilenir.
8. Hukuk kuralları ile din kuralları arasındaki farklar:
  • Bazı ülkelerde din kuralları hukuk kuralı olmuştur. (Libya, Suudi Arabistan)
  • Laik ülkeler için; dinin kaynağı Allah'tır. Hukuk kurallarının kaynağı organ, makam ya da toplumun kendisidir.
  • Düzenlenen ilişkiler bakımından da farklılık vardır. Din kuralları tanrı ile kul arasındaki ilişkileri düzenlerken hukuk kuralları kişileri inceler.
  • Belediye bir kişiliktir (tüzel kişilik). Din kuralları tüzel kişilikleri incelemez.
  • Din kurallarımıza göre cehenneme gideriz, hukuk kurallarında somut olarak yaptırımı görürüz. Yani yaptırımda da fark vardır.
  • Din kuralları değiştirilemez.
9.MEDENİ HUKUK'UN KAYNAKLARI
Yürürlük kaynağı olarak hepsinin üstünde anayasa vardır
9.1 YARATICI KAYNAK: Hukuku yapan, koyan organdır.
9.2YÜRÜRLÜK KAYNAĞI:Kuralın neyin kuralı olduğunu anlatmak için kullanılır.
  • TBMM=MECLİS=PARLEMANTO=YASAMA ORGANI
  • YASA (KANUN)
KHK (KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME ) BAKANLAR KURULU TARAFINDAN ÇIKARTILIR. HÜKÜMETİN KHK ALABİLMESİ İÇİN TBMM DEN İZİN İSTEMESİ GEREKMEKTEDİR. BU YÜSDEN KHK EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR İFADESİNE TERS DÜŞMEZ. TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER, SİYASİ KONULARDA KHK ÇIKARTILAMAZ.
  • BAKANLAR KURULU=KABİNE =HÜKÜMET
  • TÜZÜK
  • KAMU KURUMLARI(ÜNİVERSİTELER. BELEDİYELER) BELLİ ÖLÇÜLERDE KURAL KOYABİLİRLER. HER KAMU KURUMU KURAL KOYAMAZ. TÜZEL KİŞİLİĞİ OLANLAR KURAL KOYABİLİR.
  • YÖNETMELİK
  • HALK
  • TÖRE
  • YÜKSEK MAHKEMELER
  • İÇTİHATLAR

Bu tablo TBMM 'si yasa çıkartır, kamu kurumları tüzük çıkartır şeklinde her satırdaki veriler karşılaştırılarak öğrenilmelidir.
Tepedekiler altta gelenlerden daha. Yani yasalar anayasaya aykırı olamaz. Aykırı olursa anayasa mahkemesi el koyar. Bu sıralama hukukun yürürlük kaynakları arasındaki üstünlük dizilişi denir. (Hierarchie)
9.3 Hukukun Bilgi Kaynağı: Hukuku nereden öğrenebiliriz.
  • Resmi Gazeteler: Yasa tüzük ve yönetmelikler resmi gazete ile yayımlanır.
  • Kitaplara.
Sistematik Eser: Belli bir alanda yazılmış olabilir.
Monagrafik Eser:Belli bir konuda yazılmış kitaplardır.
Tefsir, serh, ya da yorum adı verilir. Belli bir yasayı madde madde sırayla inceleyen kitaptır.
Makaleler: Makale dergi ya da gazete yazısı demektir.
  • Mahkeme Kararları: Yüksek mahkeme düzenli olarak yayınlanmaktadır.
10. MEDENİ HUKUKU KURALLARININ UYGULANMASI
10.1 YER BAKIMINDAN UYGULAMA: Bildiğimiz medeni hukuk kuralı doğru olayda uygulanıyor mu?10.2 KURALLARIN NİTELİĞİ BAKMINDAN UYGULAMA: ( Niteliği bakımından hukuk kuralları)
10.2.1 Emredici Kurallar:Mutlaka uyulması gereken kurallardır. Tarla satışının mutlaka tapuda yapılması gibi.
10.2.2 Yedek Hukuk Kuralları: 2. sırada uygulama alanı olan hukuk kurallarıdır. BU kuralların tersine bir antlaşma yapılabilir. Yasadaki kuralın tersine bir antlaşma yapılabilir.
10.2.2.1Tamamlayıcı Yedek Hukuk Kuralı: Bir antlaşma yoksa boşluğu doldurur. Satılan bir malın taşıma parasını kim verir. Tersine bir antlaşma yoksa alıcı verir.10.2.2.2Yorumlayıcı Yedek Hukuk Kuralı: Tarafların yaptığı bir sözleşmeyi yorumlar. Örneğin bu para bu ay sonunda ödenecek. Aybaşı ayın 1'i ay sonu 31'i dir. Yorumlayıcı yedek hukuk kuralıdır.
10.3HUKUK KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI: Kuralın uygulanabilmesi için yürürlükte olması gerekmektedir. Genelde yasaların sonlarına uygulanmaya başlanacağı zaman belirtilir. Medeni hukukla ilgili bir yasada kanunun hangi tarihte yürürlüğe gireceği belli değilse yayınlandığı günden 45 gün sonra yürürlüğe girer.
Bir yasa belli bir konuyu düzenliyorsa özel. Birçok konuyu düzenliyorsa genel yasa denir.
Dernekler Kanunu = özel yasa
Bir konuyla ilgili 2 genel yasa varsa son çıkan genel yasa birinciyi yürürlükten kaldırır. Özel bir yasa varsa ve sonra yeni bir özel yasa çıkartılırsa 2.si 1. yi yürürlükten kaldırır.
Genel yasa varken özel yasa çıkartılırsa2 yasa da yürürlükte olur. 2si birlikte kullanılır. Öncelikle özel yasa kullanılır. Kural özel yasada yoksa genel yasaya bakılır.
Özel yasa varken genel yasa çıkartılırsa sonraki genel yasa önceki özel yasayı yürürlükten kaldırır.
Bir yasa hangi olaylara uygulanabilir: Genel kural her yasa yürürlüğe girdikten sonraki olaylar için kullanılır. Yasalar daha çıkış tarihlerinden önceki olaylar için uygulanamaz. Hukuk dilinde yasalar geçmişe etkili değildir. Kazanılmış haklar içindir. Kazanılmış haklar bakımından kanunular eskiye uygulanmaz.
3 istisnası vardır.
  1. Bir hak henüz elde edilmemişse yani ileride kazanılacaksa (beklenen hak) bu haklar için geçerlidir.
  2. Genel ahlak ve kamu düzeni ile ilgili konularda yeni yasa geçerlidir.
  3. Yeni yasada yasa koyucu emredici bir kuralla değişik bir biçimde düzenleyebilir.
Zaman aşımında olduğu gibi.
10.4 HUKUKU KURALLARININ ANLAM BAKIMINDAN UYGULANMASI: Kuralların ne anlama geldiğini ortaya koymak demektir. Bir kuralın ne anlama geldiğini bulma işine yorum (tefsir) denir. Bir kuralın nasıl yorumlanacağını bize gösteren medeni kanunun 1. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesidir.
Hukuk Kurallarının Anlam Bakımından Uygulanmasında 2 Tane Yorum Yöntemi Vardır.
10.4.1 Söz Bakımından Yorum: Bir kurala dilbilgisi çerçevesinde verilen anlamdır.10.4.2 Öz Bakımından Yorum: Kuralın gerçek anlamını ortaya koymak demektir. Kuralın özünü anlamamıza yardımcı olan unsurlar.
  • Kanun Sistematiği: Yasanın bütününe egemen olan görüş demektir.
  • Kuralın Konuluş Amacı: Her kural belli bir amacı gerçekleştirmek için konulur. Tutanak dergisine bakılır.
  • Zamanın Koşul ve Gereksinimleri: Yasa bugünün koşulları düşünülerek hazırlanır.
  • Öğreti(doktrin): Bilim adamlarının açıklamalarıdır.
  • İçtihatlar: Yüksek mahkeme kararları demektir. Maddenin yüksek mahkemelerce nasıl uygulandığına bakılır.
Kuralın özü önemlidir. Medeni kanunun 1. maddesinin 1.fıkrasının 1.cümlesinin metni "KURAL SÖZÜYLE ÖZÜYLE DOKUNDUĞU BÜTÜN OLAYLARA UYGULANIR" dır.
10.4.3 Yargıcın Taktir Yetkisi:
Yasa tarafından yargıca verilmiş bir yetkidir. Uyuşmazlığı çözecek kural vardır. Taktir yetkisi yargıca tanınan bir serbestliktir. Yasanın soyut ve genel kuralını önüne gelen somut olaya uygulama,ölçümleme ve değerlendirme yetkisidir.
Örneğin taraflardan biri diğerini sakatladı. Mahkemeye çıktığında yargıç zararın olup olmadığına karar verir.
Kazaistik Sistem: Her konuya kral konmasıdır. Kolu kırıldı 5 ay bacağı kırıldı 10 ay vb.
Taktir Yetkisinin Yöneldiği Şey;
10.4.3.1 Olayın Koşullarına Yönelik Taktir Yetkisi:
Haklı nedenlere dayanan kimse ismini değiştirilebilir. Yasada haklı nedenler belli olmadı9ğından karar yargıca aittir. Olay ismin değiştirilmesidir. Hukuki olayın koşullarına önelmiş bir taktir yetkisi kullanılmıştır.
10.4.3.2 Olayın Sonucuna Yönelik Taktir Yetkisi:
Boşanma ve ayrılık gerçekleşince kişisel ilişkilere bakılarak velayet verilir. Hukuki olay boşanmadır. Taktir yetkisi sonucu kişisel ilişkilere göre yargıç taktir yetkisini kullanarak kararı verir.
10.4.3.3Yasanın Tanıdığı Taktir Yetkisi:
Yasanın tanıdığı taktir yetkisi kimi zaman hukuki olayın sonuçlarına kimi zaman da koşullarına yöneldiği görülür. Kimi zaman da her ikisi birden taktir yetkisi alabilir.
Fıkra: Maddenin her paragrafı fıkradır.
Bent: a,b,c ya da 1,2,3 şeklinde dizili kurallara bent denir.
Medeni Kanunun 1. Maddesinin 1. Fıkrasının 1. Cümlesi:
"Kural sözüyle özüyle dokunduğu bütün olaylara uygulanır. "
Medeni Kanunun 1. Maddesinin 1.fıkrasının 2. Cümlesi
Yasada uygulanabilir bir kuralın olmaması durumu ile ilgilidir.

10.4.3.4  Yasa Boşluğu:Yasada geçerli kuralın bulunmamasıdır. Yasada belli bir olay için uygulanabilir bir kural yoksa yargıç bu durumda Töre Hukukuna bakar. Töre hukukunda da kural yoksa yargıç Kanun Koyucu gibi kanun koyar. Burada yarış objektif olmalıdır.
Yargıcın objektif olabilmesi için 3 unsurdan yararlanması gerekmektedir.
  1. Örnekseme: (Kıyas) Örnek olarak kural koymaktır. Benzer bir olayda uygulanan kural uygulanır.
  2. Karşılaştırmalı Hukuk:Yabancı ülke hukuku demektir. Hukuku bizim hukukumuza benzeyen bir ülkeden (İsviçre , Almanya)konu ile ilgili kural almaktır.
  3. Öğreti ve İçtihatlar: Öğretile bilimsel görüşler içtihatlar ise yüksek mahkeme kararlarıdır. Öğretiler bilim adamlarının hakkında kural olmayan konularda k0nuşmasıdır.
Yargıç bunlara bakarak kanun koyar.
10.5 Geleneklerin Töre Hukuku Olması 
 Geleneklerin Töre Hukuku Olması İçin 2 Kural Vardır:
  1. Geleneğin uzun üreden beri uygulanması gerekir. Zaman süresi toplumda yaşayan kişiler geleneğin ne zaman topluma girdiğini bilmiyorsa aşılmış demektir. Objektif bir koşuldur.
  2. Sübjektif bir koşuldur çünkü kişilerin iç dünyası ile ilgilidir. Toplumdakilerin o geleneğe uyma ihtiyacıdır. Toplumda yaşayan herkes o geleneğe uymamız gerektiğini düşünüyorsa 2. koşul sağlanmış demektir. Mevzuatta kural yoksa öre hukukuna bakılır. 2. derece yükümlülük kaynağıdır.
Ders Notu 2  Kişiler Hukuku
1. Kişi Nedir?
Hak yeteneğine sahip varlık demektir.
2. Hak Yeteneği Nedir?Hakka ve borca sahip olabilme yeteneğidir.1 yaşındaki bir bebek hak yeteneğine sahiptir. Mesela 1 yaşındaki bir çocuğa miras kalabilir.

3.  Kullanılmasının Etkisine GöreHaklar:
3.1 Yenilik Doğuran Haklar: Hakkın kullanımı değişiklik yaratır. Hak sahibi hakkı kendisi kullanır. Bu hakkın kullanımı koşul ve kayda bağlıdır. Hak 1 kez kullanıldıktan sonra dönüş yoktur. Boşanma olduktan sonra bu karardan geri dönülemez. Ama yeniden evlenebilir.3 türü vardır.
3.1.1Kurucu Yenilik Doğuran Haklar: Hak sahibi hakkını kullandıktan sonra yeni bir ilişki ortaya çıkar.
3.1.2Değiştirici Yenilik Doğuran Haklar: Hak sahibi hakkını kullandığında anlaşma değişir, bozulmaz, ya da yeniden yapılmaz.
3.1.3 Bozucu Yenilik Doğuran Haklar: Evliliğin iptali var olan bir hukuki durumu ortadan kaldırmaktadır.
Önalım Hakkı: A öncelikle malını B' ye satması gerekiyorsa B alma hakkına sahibim alıyorum değince alabilir. Kurucu Yenilik Doğuran Hak
Gerialım Hakkı: Satılan malın geri alınması
Alım Hakkı: Kurucu Yenilik Doğuran Bİr haktır.
3.2 Yalın Haklar: Hak kullanıldıktan sonra bir değişiklik olmaz
4. NİTELİKLERİNE GÖRE HAKLAR
4.1 Göreceli HaklarBir hakkı bazı kişilere karşı ileri sürebiliriz. Alacak borç ilişkisinden doğan haktır. Örneğin adamın borcu varsa gidip karısından isteyemeyiz. Nispi (göreceli) haklardan önce mutlak haklar gelir.
4.1.1 Yalın Nispi Haklar: Yalnızca belli kişi yada kişilere karşı hakkını kullanabilir.
4.1.2 Güçlendirilmiş Nisbi Hak: Şerh edilerek başkalarına da karşı ile sürülebilir hale getirilen haklara denir. Taşınmaz malların nisbi hakları güçlendirilebilir. BU konu ile ilgili farklı bilgiler borçlar hukuku sayfamızda bulabilirsiniz.
4.2 Mutlak Haklar: Mutlak hakkımızı herkese karşı ileri sürebiliriz. Mutlak haklar herkes tarafından ihlal edilebilir. Hak sahibine daha fazla yetki verir. Mallar Üzerinde Mutlak Haklar:
  • Ayni Haklar: Bu haklar menkul ve gayri menkuller içindir.
Mülkiyet Hakları: Herksin sahip olmak istediği bir haktır. Bu hakkın sahibine malik denir. En geniş yetkiyi veren haktır. Ekonomik sistemlerin temelini oluşturur.
Sınırlı Nesnel Haklar:
  • Fikri Haklar:
Kişiler Üzerindeki Mutlak Haklar:
  1. Kişinin Kendi Üzerindeki mutlak Hakkı
  2. Kişinin Başkası Üzerindeki Mutlak Hakkı(Ana babanın çocuğu üzerindeki velayet hakkı)
Bir başka ayrım da devredilebilir haklar ya da devredilemeyen haklar ayrımıdır.5. Zaman Aşımı:
Hakların kullanılması ile ilgili bir süredir. Yasa koyucu belli hakların belli bir sürede kullanılmasını istemiştir. Kıdem tazminatı alınacaksa o yıl içersinde almalıyız. Zaman aşımı süresini yasalar belirler. Süre dolarsa dava açılabilir. Ama büyük olasılıkla davayı kaybederiz. Dava dilekçesi hazırlanır. 4 kişiye dava açacaksan 5 dava dilekçesi hazırlaman gerekir. Cevap dilekçesi 10 gün içersinde gönderilmelidir. Davalı zaman aşımı süresinin geçtiğini belirtirse davacı hakkını alamaz . Hak düşürücü sürede işçi işverene kötü bir hareket yaparsa işveren 6 gün içersinde iş göreni atmalıdır. 6 günlük süre hak düşürücü süredir. 6 gün sonunda varolan hak kaybolur. Zaman aşımı süresi dolsa da hak ortadan kaybolmaz. Dava açılabilir zorda olsa dava kazanılabilir. Yargıç sürenin dolmuş olduğunu bilse bile ilgilenmez. Cevap dilekçesinde zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu bildirilmelidir. Zaman aşımı süresi genellikle alacak hakları ile ilgili bir süredir. Zaman aşımı süresinin dolması davalıya savunmama imkanı sağlar. Hakdüşürücü süre de hak ortadan kalkar . Dava açılamaz açılırsa reddedilir. Yargıç göz önünde bulundurmak zorundadır. Genellikle yenilik doğuran haklar ile ilgilidir.
6. İyi Niyet: Kişinin iç dünyası ile ilgilidir. Kişinin hakkın sahibi olabilmesi için iyi niyetli olması gerekir. A B' ye radyo verdi. B radyoyu C' ye sattı .C iyi niyetli ise radyo onun olur. İyi niyet C' nin radyonun A' ya ait olduğunu bilmemesidir. Araştırma yapması gereken kişi araştırmayı yapmamışsa hakkı elde edemez. Kişinin iyi niyetli olup olmadığı anlaşılamıyorsa kişi iyi niyetli kabul edilir. Buna iyi niyet karinesi denilir. Yalnız örneğimizde mal A' dan rıza ile alınmış olmalıdır. 3. kişi mal üzerinde mutlak hak elde etmiş olmalıdır. Rıza dışı elden çıkan mallarda C' nin iyi niyeti korunmaz. Bazen korunabilir. Mal pazardan açık artırmadan alınmışsa iyi niyet kısmen korunur.
Taşınmaz Mallarda İyi Niyet:A' nın tarla üzerinde hakkı var mı yok mu tapuya bakılır. Yanlışlıkla B 'ye tescil edilmiş (yolsuz tescil) A malın gerçek sahibi ise A B' ye dava açar. C' nin hak sahibi olabilmesi için Tapu sicilinde yolsuz tescil olmalı ve C bu yolsuz tescile güvenerek arsayı almalıdır. Ayrıca C iyi niyetli olmalıdır.
7. Hakların Kanıtlanması:Medeni kanunu 6. maddesi Hak ileri süren hakkın dayandığı olayları kanıtlamaktan sorumludur.
Medeni Kanunun 7.Maddesi Resmi sicil ve senetlerin içeriklerinin doğru olduğu kabul edilir.
Doğru olmadığını ileri süren iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Nüfus sicilinde yaş ya da cinsiyet yanlış işlenmiş olabilir. Kadın askere çağrılmıştır. Kadın olduğunu ispatlamalıdır.
7.1 Karina: Bildiğimiz bir olaydan sonuç çıkarmaktır.
7.1.1 Yasal Karina: Taşınır bir malı elinde tutan onun sahibidir.(mülkiyet karinası)
7.1.2 Tabii Karina:
Bir davada karinaya dayanan değil tersini iddia eden kanıtlamalıdır. Herkesçe bilinen olayların kanıtlanması gerekmez. Olağan dışı olayları ileri süren kanıtlamalıdır. Yasal kuralların kanıtlanması gerekmez. Varsayıma dayanan değil tersini söyleyen kanıtlamalıdır.
8. Eylem YeteneğiKişinin kendi davranışı ile hak veya borca sahip olabilme yeteneğidir.
Kişi
8.1 Hak ve Eylem Yeteneği
  1. Hak yeteneği demek kişi hakka veya borca sahip olabilir mi demektir. Kişi belli bir davranışı sergilemese de o hakka sahip olur oysa eylem yeteneğinde kişi bir şey yaparak bir hak sahibi olur.
  2. Hak yeteneği bakımından bütün gerçek kişiler birbirine eşittir. eylem yeteneğinde kişiler farklı guruplara ayrılırlar.
  3. Hak yeteneği gerçek kişilerde tam ve sağ doğumla baslar. Oysa eylem yeteneği sonradan kazanılan bir yetenektir.
8.2 Eylem Yeteneğinin Koşulları8.2.1 .Sezginlik: Kişinin ayırtım gücünün olmasıdır.
Doğru ile yanlışı ayırt edebilme kapasitesidir. Akılla ilgili bir durumdur.Kişi yaptığı işin ne sonuçlar doğurabileceğini biliyorsa sezgindir.Bir çocuğun elini ateşe sokması(bebek) bu çocuğun ayırtım gücü yoktur.7 yaşındaki bir çocuk simit alırken 100000 tl vereceğini genel olarak bilir.Ayırtım gücü vardır.Ama arsa satışını bilemez ayırtım gücü yoktur.
Bazı kişilerin ayırtım gücü hiç yoktur.Bazı kişileribn bazı olaylarda vardır, bazı olaylarda yoktur.Buna ayırtım gücü nisbiliği denir.her olayda ayrı ayrı incelenmelidir.Şehirli bir çocuk otoyoldan geçmemesi gerektiğini bilir.Köylü çocuk bilmeyebilir.K,işinin sosyal kültürel durumu etkilidir.
Ayırtım Gücünü Neler Ortadan Kaldırabilir.
  1. Yaş Küçüklüğü
  2. Akıl Hastalığ
  3. Kişinin beyinsel bir rahatsızlığı olması sebebi ile kişi doğruyu yanlışı ayıramaz.
  4. Akıl Zayıflığı
  5. Beyin yeterince gelişmemiştir gelişememiştir.Bunlara saf tipler deriz.
  6. Sarhoşluk
3 durum söz konusudur.
  • İçkili 0lma ( içki almıştır ama ayırtım gücü yerindedir.)
  • Kişi o kadar içmiştirki ayırtım gücü ortadan kalkmıştır.(Sarhoş olma)
  • Ayyaş olma durumunda ise kişi içki içmeden duramnaz içerken sarhoştur.
   5.    Uyurgezerlik, hipnotizma, uyutturucu8.2.2 Erginlik:Reşit olma
Kişinin yaşıyla ilgili bir durumdur.Kişinin eylem yeteneğine sahip olabilmesi için belli bir yaşta olması gerekmektedir.İnsanın biyolojik gelişimi ile ilgilidir.Erginlik yaşı ülkeden ülkeye değişebilir.Türki,ye için bu yaş 18 dir.18 olağan erginlik yaşıdır.Ancak yasa 2 ergenlik yaşı daha kabul etmilştir.
8.2.2.1 Evlenme ile kazanılan erginlik:
Erkeklerde 17 bayanlarda 15 dir.Bir kişi evlenirse yasa o kişiyi ergin kabul eder.Yasa kişinin aldığı sorumluluk nedeni ile bu uygulamayı getirmiştir.Kadın 15 inde evlendi 16 sında boşandı erginlik devam eder.Ama kişi bir derneğe üye olamaz.
8.2.2.2 Yargısal Erginlik
Yargıç kararıyla kişinin ergin olması demektir.Belli koşullar varsa yargıç böyle bir karar verir.
A)Kişi en az 15 yaşını tamamlamış olacak
B)Sezgin olacak yani ayırtım gücüne sahip olacak.
C)Ana babanın onayı olacak
D)Kişinin ergin olmasından bir yarar sağlayacak.Yargıç daha çok bunun üstünde durur.
Çocuk babasının mağazasında her işi biliyor baba öldü.
8.2.3 Kısıtlı olmamaKısıtlı olmak demek bir kişinin eylem yeteneğinin elinden alınması demektirMahkeme karar verir.Kısıtlanmış kişiye mahcur denir.Kişi niye kısıtlanır( kendi yararı vardır)
  1. Akıl hastalığı varsa
  2. Akıl zayıflığı varsa
  3. Kötü bir yaşam sürüyorsa 25 yaşındaki bayan sokakta yaşıyorsa
  4. Malları kötü yönetmek
  5. Ayyaşlık
  6. 1 yıldan fazla hapis cezası.Kişi eşini ve mallarını yönetemez.Yargıç taktir yetkisini kullanarak karar verir.1-5 yıl sonra kalkabilir.
  7. Kişinin kendi isteği ile kısıtlanması(herkez isteyemez) Sakatlar ileri yaşta olanlar Kişi kısıtlanırsa artık eylem yeteneği kalkmıştır.Kısıtlama eylem yeteneği olanşar için geçerlidir.
8.3 Eylem Yeteneği Bakımından Gerçek Kişiler8.3.1 Yetenekliler
Eylem yeteneğinin 3 koşulunuda taşıyan kişilerdir.Sezgin ergin kısıtlı olmayan kişilerdir.
8.3.1.1 Tam Yetenekliler
3 koşulada sahiptirler her türlü sözleşmeyi yapabilirler.sorumlu olabilirler.
8.3.1.2 Sınırlı Yetenekliler3 koşulada sahiptirler Bu gurup 2 alt guruba ayrılır.
Evli kadın
Kendisine Yasal Danışman Atananlar
Çok önemli işlemlerde kişinin deneyimsiz olduğu bir konudakişi isterse yasal danışman atayabilir.
  • Kişi dava açıyorsa
  • Bir şirkete ortak oluyorsa
Kişi yargıçtan danışman atamasını ister.
8.3.2 YeteneksizlerEylem yeteneğinin 3 koşulundan birini taşımazlar
8.3.2.1 Tam YeteneksizlerAyırtım gücü olmayan yani sezgin olmayan kişilerdir.Tam yeteneksizlerin işlem yetenekleri yoktur.Her nasılsa yapmışlarsa bu sözleşme kesin geçersizdir.
Kesin geçersizlik demek;
  • Yapılan işlem hiçbir sonuç doğurmaz sanki yapılmamış gibi değerlendirilir.
  • Bu geçersizlik için dava açmak zorunlu değildir.
  • Kesin geçersizlik her zaman ileri sürülebilinir.
  • Kesin geçersizliği taraflar ileri sürmese bile yarıç resen (kendiliğinden) göz önünde bulundurmak zorundadır.
  • Kesin geçersiz işlemler zamanla dahi geçerli, olamazlar
  • .Kesin geçersiz işleme dayanarak verilenlerin geri verilmesi gerekir
Bu durumların istisnaları vardır(Kesin Geçersizliğin İstisnaları Vardır)
  1. Tam yeteneksizler evlenemezler.Ama evlilik iptal edilinceye kadar geçerli olur
  2. Ölüme bağlı işlemler.Vasiyetname tam yeteneksizce yapılmışsageçerlidir.İptal edilebilinir.İptal edilene kadar geçerlidir.Mirasçılar isterse uygulanabilinir.
  3. Dürüstlük kuralıMilli piyangodan para kazanırsa parayo alabilir.

Tam yeteneksizler adına yasal temsilci iş yapar.Yalnız 3 işlemi gerçekleşitiremez.
1)Vakıf Kuramaz
2)Bağış Yapamaz
3)Kefil Olamaz
8.3.2.1.1 Haksız Eylem Bakımından Tam Yeteneksizlerin DurumuHaksız eylem yetenekleri yoktur.Başınızı yararlarsa sorumlu olamazlar.
İstinaları
  • Hakkaniyet nedeni ile ise örneğin deli zengin fakirin evini yakmışparası olduğundan yaktığı evin parasını verir.
8.3.2.1.2 Kusursuz sorumluluklar bakımından Tam Yeteneksizlerin durumuTam yeteneksizler verdikleri zarardankusurlu olmazler.Bazı durumlrda kusurlu olmasanızda verdiğiniz zarardan sorumludursunuz.Yeni arabanızın fireni patladı .zarar dan sorumlu olursunuzTAm yeteneksizin evi var.Balkon çöktü.Tam yeteneksiz sorumludur.
Ayırtım gücünü geçici olarak yitiren kişilerbu süredeki zararlarından sorumludurlar.eğer bu kişi ayırtım gücünü yitirmesinden sorumlu olmadığını kanıtlarsahiçbir zarardan dolayı sorumlu olmaz.
8.3.2.1.3 Dava Yeteneği Bakımından Tam Yeteneksizlerin Durumu
Dava açamazlar bunlara karşı dava açılamaz.Yasal temsilci dava açabilir.
8.3.2.2 Sınırlı Yeteneksizler
Ayırtım gücü olan ama ergin olmayan veye kısıtlı olan kişilerdir.Sezgin ama ergin değil veya sezgin ama kısıtlı.
8.3.2.2.1 Hukuki İşlem Bakımından Sınırlı YeteneksizlerAncak yasal temsilcilerinin onayı ile işlem yapabilirler.Onay işlemden önce ise izin,işlemden sonra isegicazet denir.Hicazet açık veye örtülü olarak verilebilinir.Hicazet ya da izin işlemin bir kısmı ya ad hepsi için verilebilinir.
Sınırlı yetebneksiz izin almadan iş yapmışsasorumlu değil.Karşı taraftaki sorumludur.İşlem yapılmış gibi sayılır.Buna askıda geçersiz işlem denir.2 gurup istisnası vardır.
8.3.2.2.1.1 Sınırlı Yeteneksizlerin tek başına yapabilecekleri işlemler.
  • Karşılıksız kazanmalarda bulunabilirler.(bağış)
  • İbra ( Alacaklının alacağından vazgeçmesi) aklanma yapabilirler
  • Temsilci alarak işlem yapabilirler.
  • Kişiye sıkı biçimde bağlı hakları kullanabilirler.
  • Vasiyetneme doldurabilirler 15 yaşını doldurmaları gerekir
  • İlem yetenekleri bazı durumlarda artar.
Yeteneğin genişlediği durumlar
  1. Bir meslek ya de sanatla uğraşmasına izin verildiği durumda o meslek ya da sanatla ilgili ne gerekiyorsa yapabilir.Berber dükkanı kiralıyabilir.
  2. Ailesi dışında yaşamasına izin verilmişse kazancını istediği gibi harcayabilir.
8.3.2.2.1.2 Sınırlı yeteneksizlerin hiç yapamayacağı işlemler.Bu işlemleri yasal temsilci de yapamaz.
  1. Kefil 0lamazlar
  2. Vakıf kuramazlar
  3. Bağış yapamazlar
8.3.2.2.2 Sınırlı Yeteneksizlerin Haksız eylem yetenekleriAyırtım yetenekleri olduğuna göre haksız eylem yetenekleri tamdır.
8.3.2.2.3 Sınırlı yeteneksizlerin dava yetenekleriİşlem yeteneklerinin olduğu konularda dava yetenekleride vardır.İşlem yeteneklerinin omadığı konularda dava yetenekleri de yoktur.
8.4 Kişilik Türleri
8.4.1 Gerçek Kişi
  • Bütün insanlar kişidir.Çünkü her insanın hak yeteneği vardır.
  • Ama yasa koyucu bazı haklara kısıtlamalar getirmiştir.Mesala 35 yaşını geçmemiş kişi evlat edinemez.
  • Sınırlama yurttaşlık hakları ile ilgili olabilir. Abancılar türkiyede berberlik yapamaz.
8.4.2 Tüzel Kişi
  • Bakanlıklar, kitler, belediyeler, üniversiteler, anonim kollektif vb şirketler
  • İnsan dışındaki varlıkları kişi, yapan sadece yasalardır.
Evlenemezler, miras sahibi olamazlar.
8.5 Kişilik Ne Zaman BaşlarMK : Kişilik sağ va tam doğumla başlar.
Sağ doğum: Canlı doğum
Tam doğum: Ana rahminin dışında olmak.
Ana rahminde çocuk varsa sağ ve tam doğduğunda haklardan yararlanır.
8.6 Kişilik Ne Zaman Sona ErirÖlümle sona erer . Hakkıda olmaz borcuda olmaz. Kişinin ölümü kanıtlanmalıdır. Nüfuz sicili ile. Ceset yoksa ispata yönelik 2 kurum vardır.
8.6.1 Ölüm Karinesi
    Bir kişi ölümüne kesin gözüyle bakılacak bir tehlikede bulunup cesedi bulunamamışsa kişi ölüdür. Vali ya da kaymakam nüfusa bildirir.
8.6.2 Yitiklik (Gayiplik)Tehlike çok büyük değilse kişi kazadan kurtulmuş olabilir. Ölümü kesin olmayan olası bir tehlikede kaybolan kişiler için geçerli bir kurumdur. Yitiklik kararı için mahkeme karar verir.
ÖrnekPervaneli uçak düştü iki kişinin cesedi yok .Yargıcın yitiklik kararı verebilmesi için 3 koşul gereklidir.
  1. Alttaki 2 durumdan birinin olması gerekmektedir.
  • Kişi ölümü çok olası bir tehlikede bulunması gerekir.
  • Kişiden uzun zamandan beri haber alınamıyor olması gerekir.
  1. Belli bir sürenin geçmiş olması gerekir. Ölüm tehlikesine dayanarak karar alacaksanız 1 yıl, kişiden haber kesilmişse 5 yıl geçmesi gerekir.
Yitiklik kararıyla birlikte bütün haklar mirasçılara geçer.Kişi gelirse ölmemiş olabilir diye mahkeme mirasçılardan teminat ister.Teminat ; yitiklik kararı ölüm tehlikesine dayanmışsa 5 yıl , haber alınmamasına bağlanmışsa 15 yıl olur.
Evlilik bakımından: Evliliği sürdürmek yada bitirmek sağ kalan eşe kalmıştır.
8.7 HISIMLIK: İki kişi arasındaki hukuksal ilişki demektir. 3 türü vardır.
8.7.1 Kan Hısımlığı: Birbirinin soyundan ya da ortak bir soydan gelenler arasındaki ilişkidir.
8.7.1.1 Alt Soy-Üst Soy Hısımlığı:Birbirinden doğan ya da türeyenler içindir.
Kare ve dikdörtgenler erkek bireyle yuvarlaklar ise bayan bireyleri temsil etmektedir.
8.7.1.2 Çevre Hısımlığı: Ortak bir soydan gelenler arasındaki hısımlıktır. Kardeşler kuzenler

Hısımlığın Yakınlığının Derecesi:
1.derece: En yakın
2.derece
3.derece
4.derece
5.derece: 5. dereceden sonrasının önemi yoktur.
Yasaya göre yakınlığın derecesi doğum sayısına başlıdır.
8.7.2 Evlenme Hısımlığı: Evlenen kişinin eşinin kan hısımları ile hısımlığıdır.
    Karı koca hısım değildir. Eşlerden birinin kan hısımlığı ile diğer eşin kan hısımları arasında kan hısımlığı yoktur.
8.7.3 Sözleşme Hısımlığı: Evlat edinme ile oluşan hısımlıktır. Evlat edinebilmesi için kişi 35 yaşını geçmeli ve çocukla yaş farkı en az 18 olmalıdır. Evlatlık daha çok evlatlığın yararına olan bir kurumdur. Bir kişinin evlatlık edinebilmesi için alt soyu olmaması gerekmektedir. Yargıcın evlatlık için izni gerekir. 2 3 kişi bir kişiyi evlat edinemez fakat karı koca birlikte evlat edinebilir. Eşin rızası olmadan evlat edinilemez.
 8.7.3.1 Evlat Edinme ile Doğan Hısımlığın Özellikleri:
  1. Sınırlı bir hısımlıktır. Bu hısımlık evlat edinenle edinilen arasında bir hısımlıktır.

  2. Dede ile evlatlık arasında hısımlık yoktur.
  3. Evlat edinme ile doğan hısımlık ortadan kaldırılabilir: Belli koşullara bağlıdır bu evlatlı9ğın kaldırılması a) Evlatlık gerektiği gibi davranmıyorsa b) Evlat edinen gereğini yapmıyorsa.
  4. Mirasta Gözükür: Yalnızca evlatlık mirasçıdır. Evlat edinen evlatlıktan miras edinemez. BU miras sözleşme ile ortadan kaldırıla bilinir. Kan hısımlığında çocuğunuzun miras hakkını engelleyemezsiniz.
  5. Evlatlıkla, evlat edinen evlenebilir. Evlatlık biter karı koca olurlar.
8.8 Yerleşim Yeri (İkametgah)
Bir kişinin belli bir yerle ilişkisi demektir. Yerleşim yeri (ikametgah) adres değildir. Kenttir, İstanbul Ankara vb. Bir kişiye dava açılacaksa yerleşim yerinde açılır. Yerleşim yerinin önemi buradan gelir.
2 Türlü yerleşim yeri vardır:
8.8.1 isteğe Bağlı Yerleşim Yeri: Kişi yerleşim yerinin kendi belirler. Bu isteğe bağlı yerleşim yeri yetenekliler için geçerlidir. Yasada yerleşim yeri kişinin yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir.
  • Oturma Niyeti: Bir yerde yaşamını sürdürme niyeti varsa oturma koşulu oluşmuş demektir. Objektif koşuldur.
  • Yerleşme Niyeti: Sübjektif koşuldur. Kişini oturduğu yerde yerleşme niyetinin olması demektir. Yani uzun süre orda yaşama.
Oturma niyeti ile yerleşin niyeti aynı ev içinse orası yerleşim yeridir. Ancak belirli kişilerin oturduğu yeri yerleşim yeri olmayabilir askerler memurlar için.
8.8.2 Yasanın Belirlediği Yerleşim Yeri: Kişinin yerleşim yerini yasa belirler.
Yasa;
  • Velayet altında bulunan kişilerin(18 yaşından küçük kişilerin) yerleşim yeri Anne ve babalarının yerleşim yeridir(ikisi de velayete sahipse). Velayet hakkı annede ise çocuğun yerleşim yeri annenin yerleşim yeridir.
  • Eli kişilerden kadının yerleşim yeri kocanın yerleşim yeridir.
  • Vesayet altında bulunan kişinin yerleşim yeri vesayeti veren mahkemenin bulunduğu yerdir.
Hangi tür yerleşim yeri olursa olsun 3 ilke vardır.
  1. Her kişinin bir yerleşim yeri vardır. Yerleşim yerinin zorunluluğu ilkesi denir.
  2. Kişinin aynı anda yalnız bir yerleşim yeri olabilir. Buna yerleşim yerinin tekliği ilkesi denir.
  3. Yerleşim yerinde süreklilik vardır. Buna da süreklilik ilkesi denir.
Ders Notu 3 Olgu Çalışmaları
OLGU 1
A 35 YAŞINDA VE KISITLIDIR. A BİR MALINI SATAR.
  1. A EYLEM YETENEĞİ BAKIMINDAN HANGİ GURUBA GİRER.
  2. A'NIN YAPTIĞI İŞLEM GEÇERLİMİDİR NEDEN TARTIŞINIZ
  3. Bu GEÇERSİZLİĞİN TÜRÜNÜ VE ÖZELLİKLERİ AÇIKLAYINIZ
  4. A BAŞKALARINA VERDİĞİ ZARARDAN SORUMLU TUTULURMU
  5. A NIN HAK YETENEĞİ VARMIDIR.
İpucu: Sınırlı yeteneksizce yapılan işlem askıda geçersizdir. Yasal temsilci yapılan işleme onay verir ya da vermez. Yasal temsilci yapılan işleme onay verirse Hicaz denir. Sınırlı yeteneksizler işlemlerini yasal temsilcileri ile yaparlar. İşlemden önce izin almak koşulu ile kendi işlemlerini yapabilirler. İzin alınmadan yapılan işlemler yasal temsilcinin onayına bağlıdır. Bu duruma askıda geçersizlik denir.
Askıda Geçersizliğin Sonuçları:
  • Sözleşme diğer tarafı bağladığı halde sınırlı yeteneksizi bağlamaz. Yasal temsilciyi baş vurulur.
  • Yasal temsilci onay verirse işlem başından itibaren geçerlidir. Yasal temsilci işlemin bir kısmına da onay verebilir. O halde onay verilen kısım geçerlidir. Yasal temsilci işleme onay vermezse işlem iptal edilir.
  • B belli bir süre ister. Bu süre zarfında yasal temsilci izin verirse işle4m geçerlilik kazanır. Yasal temsilci bu süre boyunca sessiz kalırsa işlem geçersiz sayılır.
  • A (sınırlı yeteneksizler) verdiği zarardan sorumludur.
  • A nın hak yeteneği sağ ve tam doğumla başlar
OLGU 2
16 YAŞINDAKİ A, BİSİKLETİ İLE GİDERKEN BİR OTOMOBİLE ÇARPAR. ARACIN SAHİBİ A NIN KAZAYA NEDEN OLDUĞUNU İLERİ SÜREREK 5 MİLYON ZARARIN ÖDENMESİNİ İSTER. YANINDA PARA OLMAYAN A 5 MİLYON LİRALIK BİR SENET İMZALAR.
  1. A EYLEM YETENEĞİ BAKIMINF-DAN HANGİ GURUBA GİRER.
  2. A OTOMOBİLE VERDİĞİ ZARARDAN SORUMLU TUTULABİLİRMİ
  3. A NIN İMZALAIĞI SENET GEÇERLİMİDİR.
  4. A NIN BABASININ ARAÇTA YALNIZ 3 MİLYON LİRALIK ZARAR VAR DEYİP ÖDEYECEĞİNİ SÖYLEMESİ BU SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ ETKİLERMİ
İpucu: A ergin değildir. Sezgin ise sınırlı yeteneksizdir. Sezgin değilse tam yeteneksizdir. Tam yeteneksiz ise kişi işlem geçersizdir. A (tam yeteneksiz ) verdiği zarardan sorumlu değildir. A sınırlı yeteneksizse verdiği zarardan sorumludur.
OLGU 3
A ARKADAŞI B YE TELEVİZYONUNU KULLANMAK İÇİN ÖDÜNÇ ALMIŞTIR.
  1. A TELEVİZYONU C YE SATARSA C TELEVİZYONUN MÜLKİYETİNİ KAZANABİLİRMİ NEDEN NASIL
  2. A B NİN TV SİNİ ÇALMIŞ OLSA İDİ VE DAHA SONRA C YE SATMIŞ OLSA İDİ YUKARDAKİ SORUNUN CEVABI DEĞİŞİRMİ İDİ NEDEN NASIL
  3. C ÇALINTI TV Yİ İKİNCİ EL SATAN BİRYERDEN ALMIŞ OLSA İDİ İYİ İNYETİ KORUNURMUYDU NASIL
  4. A 18 YAŞINDAN KÜÇÜK OLSA İDİ YANİ HUKUKİ İŞLEM YAPMA YETENEĞİ BULUNMASA İDİ C NİN İYİ NİYETİ KORUNURMUYDU
İpucu: C iyi niyetli ise malın sahibi olur. Fakat mal sahibinin rızası dışında alınmışsa mal C nin olamaz. A sınırlı yeteneksiz ise Yasal temsilci izin vermezse C nin iyi niyeti önem kazanmaz.
OLGU 4
GERÇEKTE A YA AİT OLAN BİR TAŞINMAZ MAL TAPUYA YANLIŞLIKLA B ADINA TESCİL EDİLMİŞTİR. B KAYDIN YANLIŞ OLDUĞUNU BİLMESİNE RAĞMEN TAŞINMAZ MALI C YE SATMIŞTIR.
  1. İYİ NİYETİ KİM İSPATLAR
  2. TAŞINMAZ MALIN GERÇEK DEĞERİ 6 MİLYAR İKEN C MALI B DEN 1,5 MİLYARA ALMIŞ İSE C NİN İYİ NİYETLİ OLDUĞU SÖYLENEBİLİRMİ
  3. C MALIN MÜLKİYETİNİ KAZANABİLİRMİ KOŞULLARINI BELİRTEREK AÇIKLAYINIZ.
  4. A ADINA KAYITLI BİR TAŞINMAZI B C YE SATMIŞ İSE C İYİ NİYET İDDİASINDA BULUNABİLİRMİ NEDEN
  5. İYİ NİYET HANGİ ANDA ARANIR. 3 VE 4 NOLU SORUKARI DİKKATE ALARAK BU SORUYU YANITLAYINIZ.
İpucu: A malın sahibi olduğunu kanıtlamak zorundadır. A C nin iyi niyetli olup olmadığını ispatlar. 3 kişiler bunu ispatlamak zorunda değildir. 3. kişiler için iyi niyet karinası vardır. İspatlamak zorunluluğu yoktur. Aksini iddia eden ispatlar. C 6 milyarlık malı 1,5 milyara almıyorsa ve resmi sicile güvenerek malı satın almış ise C malın mülkiyetine sahip olur. İyi niyet tapudaki işlemde aranır.
OLGU 5
RUHSAL SORUNLARI OLAN 15 YAŞINDAKİ A MALINI B YE SATAR
  1. A İLE B ARASINDAKİ İŞLEM GEÇERLİMİDİR. NEDEN NASIL
  2. B SATIN ALDIĞI MALI C YE DEVREDERSE MAL GERİ ALINABİLİRMİ . NEDEN KOŞULLARINI YAZARAK AÇIKLAYINIZ.
İpucu: A sezgin ise sınırlı yeteneksiz. Sezgin değilse tam yeteneksizdir. A tam yeteneksiz ise A ile B arasındaki işlem kesin geçersizdir. Mal C den geri alınır. A sınırlı yeteneksiz ise yasal temsilciden onay alınırsa B malın sahibi olur.
OLGU 6
82 YAŞINDAKİ A BASINDAN KALAN ÇOK DEĞERLİ BİR MALI DÜŞÜK BİR FİYATLA B YE SATAR. A NIN OĞLU A NIN YAŞLILIĞI NEDENİ İLE BUNADIĞINI İLERİ SÜREREK İŞLEMİN İPTALİ İÇİN DAVA AÇAR.
  1. A NIN HAK YETENEĞİ VARMIDIR. NEDEN AÇIKLAYINIZ
  2. A EYLEM YETENEĞİ BAKIMINDAN HANGİ GURUBA GİRER. NEDEN
  3. A İEL B ARASINDAKİ İŞLEM GEÇERLİMİDİR.
  4. B SATIN ALDIĞI MALI C YE DEVREDERSE MALIN SAHİBİ KİMDİR. NEDEN KOŞULLARINI YAZARAK YANITLAYINIZ.
OLGU 7
SARHOŞ A MALINI B YE SATAR.
  1. A NIN EYLEM YETENEĞİ VARMIDIR. NEDEN
  2. A İLE B ARASINDAKİ İŞLEM GEÇERLİMİDİR. NEDEN AÇIKLAYINIZ
  3. A VERDİĞİ ZARARDAN SORUMLU TUTULABİLİRMİ. A SORUMLULUKTAN NASIL KURTULUR. AÇIKLAYINIZ.
İpucu: a sezgin olmadığı için tam yeteneksizdir. Aile B arasındaki işlem A tam yeteneksiz olduğu için geçerli değildir. Sarhoşların haksız eylem yeteneği tamdır. Verdiği zarardan sorumludur. Ancak sarhoş olasında kusuru yoksa verdiği zarardan sorumlu değildir .

ÖZET
  1. Sınırlı yeteneksiz adına yasal temsilci işlem yapar. İşlemden önce yasal temsilci işlem için onay verirse sınırlı yeteneksiz işlemi bizzat kendisi yapabilir.
  2. Tam yeteneksiz (sezgin olmayan kişiler) kişilerin yaptığı bütün işlemler geçersizdir. Haksız eylem yetenekleri yoktur.
  3. Kesin geçersizlik tam yeteneksizlerim yaptıkları işlemler meydana gelir. Sınırlı yeteneksizlerin yaptığı işlemlerde onay gelmez ise kesin geçersizlik söz konusudur.
Ders Notu 4  Kişilik Hakları:
1. Kişilik Hakkı Nedir? Çok önemli haklardandır. Kişiyi kişi yapan değerlerdir. Bu haklar olmazsa insan kişi olamaz. Tüzel kişiliklerde de bu haklar vardır. İnsanını vücudu üzerindeki hak kişilik hakkıdır. Hak yeteneği ve eylem yeteneği kişilik haklarındandır.
2.Kişilik Haklarının Özellikleri:
  1. Kişilik hakları mutlak haklardandır. Herkese karşı ileri sürülebilir.
  2. Parayla ölçülemeyen haklardandır.
  3. Kişilik hakları kişiye sıkı biçimde bağlı haklardandır. Yani yalnızca hak sahibi kullanabilir.
  4. Kişilik hakları başkasına devredilemez.
3. Kişilik Hakları Türleri :
3.1 Bedensel Haklar: Saç,böbrek , ayak gibi organlarımız üzerindeki haklarımızdır. Hiç kimsenin bedenine kişinin isteği olmadan dokunulamaz. Bir kişinin üzerinde isteği dışı işlem yapılamaz. Kişinin ayırtım gücü varsa rızayı kendisi gösterir. Örneğin kişide kan kaybı var şokta ayırtım gücü yok ama ayırtım gücü olsaydı rıza verecekti yani varsayıma dayanarak işlem yapılır. Kişinin rızası varsa yapılacak işlem onu iyileştirmeye yönelik olmalıdır. Kişi kobay olarak kullanılamaz. Böbrek nakli kan nakli gibi durumlarda her iki tarafın da rızası olması gereklidir. Nakil gerçekleştirildikten sonra iki tarafında yaşamı olumuz etkilenmemelidir. Kişi ölümünden önce vasiyetnamesinde organ nakli belitmişse organ nakli olur. Kişi sağlığında böyle bir izin vermemişse yakınları izin verebilir. Aksi taktirde ölü üzerinde işlem yapılamaz. Ceset ölen kişinin yakınlarının kişilik hakkıdır. Estetik ameliyatı kişiliyi iyileştirmeye yönelik olmalı. Sağlığını olumsuz etkilememelidir. Kişi isterse kendini kısır yaptırtabilir. Çocuk aldırma ilk 10 hafta için geçerlidir. 10. haftadan sonra çocuk aldırmak suçtur.
3.2 Manevi Nitelikteki Haklar: Onur, özgürlük, haysiyet üzerindeki haklarımızdır. 3 çeşit manevi haktan bahsedebiliriz.
  • Kamuya Açık Alan: Herkesin bilebileceği taraflarımızdır. Bunların kullanılması hukuka uygundur.
  • Özel Alan: Herkesin bilemeyeceği ancak yakınlarımızın bilebileceği tarafımızdır.
  • Giz alanı /(Sır alanı): Hiç kimsenin bilmesini istemediğimiz tarafımızdır. Kişinin izni olmadan sır alanının duyurulması, yazılması hukuka aykırıdır. Kişi toplumdan uzaksa sır alanı çoktur. Ama topluma mal olmuşsa giz alanı daha geniştir. Kişinin izni varsa kişilik haklarının zedelenmesi söz konusu değildir.
Özgürlükler de manevi nitelikteki kişilik haklarındandır. Özgürlük insan olmadır. Kişi istese bile özgürlüğünden vazgeçemez. Özgürlükleri sınırlandıramayız ya da kaldıramayız.
3.3 Ekonomik ve Mesleki Nitelikteki Haklar: Ticaret üzerindeki hakkımız.
Kişinin mesleki sırlarını açıklamak hukuka aykırıdır. Kişilik itibarını zedeleyecek davranışlarda açıklamalarda bulunmak hukuka uygun değildir. Kişilik haklarını zedeler.
Kişinin yaşam hakkı birinci sırada yer alır. Vazgeçilemez bir haktır yaşam hakkı. İdam cezası hukuka uygun bir davranış değildir. Yaşam hakkını bir başkası alamaz. Kişi yaşam hakkından vazgeçemez (ötenazi).
4. KİŞİLK HAKLARI- - - - BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
Basın özgürlüğü basında çalışanların değil toplumun basın özgürlüğüdür. Basının yaptığı hizmet kamu hizmetidir. Toplumu basın aydınlatır. Demokratik ülkelerde basın çok önemlidir. Basını satın alan devletler demokratik değildir.
4.1  Basın Özgürlüğünün Kişilik Haklarının önüne Geçmesi
Basın Özgürlüğü Şu Koşullarda Kişilik Haklarının Önüne Geçer:
  1. Verilen haber doğru ise
  2. Haber güncel olmalıdır. Haberin haber niteliği toplumun dikkatini çekecek nitelikte olmalıdır. 50 yıl önce olmuş olayı kişiyi zedelemek için bugün veriyorsa bu durum kişilik haklarını zedeler.
  3. Haberin verilmesinde kamu yararı olmalıdır.
  4. Haberle, haberin verilmesi arasında uygunluk olacaktır. Kişiliği zedelemeden haber vermeli amaç haberi kullanarak kişiliğe zarar vermek olmalıdır.
Hak yeteneği ve eylem yeteneği kişilik haklarındandır. Hiç sözleşme yapmayacağım diyemeyiz. Kişinin adı da kişilik haklarındandır. Ad 2 ye ayrılır ad ve soyad olmak üzere. Ad soyad bir kişinin ayırıcı özelliğidir. Soyad kişinin soyunu belirtir. Tüm adlar hukuken korunurlar. Ad mahkeme kararı ile değiştirilebilir. Haklı nedenlerle değiştirilir. Soyad soyu belirtmiyorsa değiştirilebilir.